Davalının askerde olduğu dönemde davalının abisi adına alınan plakayı, davalı askerden geldikten sonra beraber çalıştırdıkları, daha sonra plakanın davalıya devredildiği uyuşmazlıkta, ticari plakanın davalı ve abisine ait olup davalı tarafından abisinden devralınan kısmın, abisine düşen yarı payı bulunduğu, bu yarı payın kişisel malı niteliğinde olduğunun ispat yükünün davalıda olduğu, abiden alınan bu kısmın kişisel mal niteliğinde olduğu somut delillerle ispatlanamadığından, ticari plakanın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin yarısının davacının edinilmiş malı kabul edilerek, bu kısım üzerinde davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerektiği- "Bilirkişi tarafından belirlenecek değere göre artırılmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla" ... şimdilik bir dava değeri gösterilmek suretiyle açılan katılma alacağına ilişkin davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu-  Mahkemece, davanın kısmi dava ve talep açıklama dilekçesinin de ıslah dilekçesi olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece, (plaka yönünden verilen) bozma ilamına uyulduğuna göre, katılma alacağı talebinin niteliği gereği hukuki sebebi aynı olan tek alacak davası olması nedeniyle bozma ile bir önceki karar ortadan kalktığından, bozma sonrası verilecek yeni karar ile alacak miktarları ve kabul-ret oranları değişeceğinden, infazda tereddüt oluşmaması ve temyiz edilmeyerek bozma kapsamı dışında kalması yolu ile taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hak oluştuğu da gözetilerek bozma kapsamı dışında kalan tasfiye konusu diğer mallar (taşınmaz ve araç) yönünden de yeniden hüküm kurulması gerektiği-
Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasında; boşanma davasının yargılaması sırasında davalı erkeğin, davacı kadına dava konusu evlilik birliği içerisinde alınan, davalı erkek adına tescil edilen “araç ve evin üzerindeki katılma alacağı hakkını vereceğini” söylediği ancak vermediği iddiasına karşın; davalı erkeğin beyanlarının “mahkeme içi ikrar” niteliğinde olduğu, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları ve aralarında düzenlenen protokolün dördüncü maddesinde “malları paylaştırdıkları ve bu konuda edinilmiş mallara ilişkin bir talepleri olmadığı”nın düzenlendiği; çekişmeli boşanma davası açan kadının, boşanmaya zorlandığı ya da iradesinin sakatlandığı iddialarını ispatlayamadığı, kadının katılma alacağı hakkı olduğunu ispatlayamadığı-
Evliliğin boşanma sebebiyle sona erdirilmesine karar verilmesi hâlinde, mal rejiminin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ereceği- Somut olayda; taraflar arasında yurtdışında açılan boşanma dava tarihi tespit edilerek sonucuna göre tasfiyeye dahil edilecek malla belirlenerek tasfiyenin gerçekleştirilmesinin gerektiği-
Usulüne uygun şekilde süresinde dayanılmayan tanık deliline göre dinlenilen tanık beyanları esas alınıp, davalı erkeğe kusur yüklenilerek, davacı kadının boşanma davasının kabulünün usul ve kanuna aykırı olduğu- Erkeğin kusurlu bir davranışı kanıtlanamadığından kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi gerektiği-
Davacı kadının tarafların müşterek çocuğunun doğumuna kadar çalışarak gelir elde ettiği, bu suretle dava konusu taşınmazların edinilmesinde az da olsa katkısının olduğu anlaşılmakla, tarafların her ikisi de çalıştığına göre, davacının taşınmazların edinilmesine bir miktar katkı payının olduğunun kabulü gerektiği- Davacının bir katkı oranı belirlenemediği takdirde, TMK 4. ve TBK 50. madde uyarınca, davacının çalışma süresi de göz önünde bulundurularak hukuk ve hakkaniyete uygun bir katkı oranı takdir edilerek hesaplanacak katkı payı alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Evlilik birliği içinde edinilen taşınmaza aynı dönemde çalışan ve geliri bulunan kadının da katkı yapmasının olağan olduğu- Koca tarafından, tanık beyanlarının aksine bir delil ileri sürülüp kadının çalışmadığı ispatlanmadığına göre, çalışan kadının evlilik birliği içinde edinilen ve tapuda erkek eş adına tescil edilen taşınmaza katkısının bulunduğunun kabul edileceği- Davacı eşin ev işlerinin yanında davalı ile birlikte tarlada, bahçede, hayvan yetiştiriciliğinde, mevcut bir dükkânın işletilmesinde vb. şekilde düzenli çalışma ve katkısının varlığı sabit iken “davacının elde ettiği gelirin belirlenememesi” nedeniyle katkı oranının tespitinde duraksama ve güçlük yaşandığı takdirde hâkimin, denkleştirici adalet ilkesi gereği, somut olayın koşullarını kendi içinde değerlendirmek suretiyle hukuk ve hakkaniyete uygun bir katkı oranı takdir etmesi, bu oranın, tasfiyeye konu taşınmazın dava tarihi itibari ile belirlenecek olan rayiç değeriyle çarpılması sonucu davacı eşin katkı payı alacağı miktarının belirlenmesi gerektiği-
Hükme esas alınan mali bilirkişi raporunda sadece evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar öz sermayedeki artış miktarı dikkate alınarak artık değerin belirlendiği, mahkemece dağıtılmayan kar paylarının ve reel değerin dikkate alınmadığı anlaşıldığından, mahkemece, evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, dava konusu şirketin kar edip etmediğinin, kar etmişse davalı eşe şirket kar payı (temettü-kazanç) ödenip ödenmediğinin, ödenmişse mevcut olup olmadığının ya da her hangi bir yatırıma dönüştürülüp dönüştürülmediğinin, kar payı ödemesi yapılmamışsa karın şirkete yatırım olarak kullanılıp kullanılmadığının; kar payı ödemesi yapılmış veya karın şirkete yatırım olarak kullanılması durumunda, bu miktarların mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla ulaştığı reel değer belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava dışı ........... ada ....... parsel sayılı mesken satımından gelen parada tarafların katkılarının tespiti için öncelikle çalıştıkları kurumlar taraftan sorulup öğrenilerek, gelir evraklarının yöntemince araştırılıp ilgili kurumlardan temin edilmeye çalışılması, temin edilemiyorsa ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek evlilik tarihinden meskenin edinildiği tarihe kadar ki taraf gelirlerinin bulunması, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek sonucunda tarafların tasarruf edebilecekleri kısım bulunup, toplam tasarruf içerisinde her bir eşin katkı oranı bulunduktan sonra bu oran ile ........ ada ........ parsel sayılı meskenin satımından ele geçen miktar içinde davacı erkeğin katkı oranı karşılığı bulunup bu miktarın dava konusu ..... nolu mesken alımı yönünden davacının kişisel malı olarak hesaplamada gözetilmesi gerekeceği- Emekli ikramiyesi yönünden davalı kadının hak kazandığı tarih, paranın yatırılıp çekilmesine dair evrakların sunulması için ispat yükümlülüğü bulunan davalı tarafa imkan ve süre verilmesi, sonucuna göre emekli ikramiyesinin .... no'lu mesken alımında kullanılıp kullanılmadığının netleştirilmesi gerekeceği, açıklanan değer tespitleri ve araştırma yapıldıktan sonra dava konusu mesken alımında eksik kalan meblağ varsa gelirler ile karşılandığı kabul edilerek tarafların gelirleri üzerinden bulunacak katkı oranları üzerinden değerlendirme yapılması gerekeceği-
Mahkemece, tarafların iddia ve savunması yönünden, kardeş tarafından yatırılıp yatırım hesabına aktarılan ve peyder pey çekilen paralarla kredi ödemelerinin yapılıp yapılmadığı hususunda, banka hesap hareketleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi/bilirkişilerden rapor alarak sonucuna göre, tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekeceği- Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime ait olup, kadının karşı dava dilekçesinde "mal rejiminin tasfiyesi ile, 01.01.2002 tarihinden sonra ortak kazançla alınan gayrimenkulün değerinin yarısı olan ............. TL katılma alacağının tahsilini" talep ettiği, davalı-karşı davacı vekilinin dilekçeyle "taşınmazın edinme tarihi itibariyle talebin katkı payı alacağı olduğunu açıklayarak, karşı davanın katkı payı alacağı olarak ıslah ettiklerini" beyan ettikleri de görülmekle, Bölge Adliye Mahkemesince bu dilekçenin göz ardı edildiğinin anlaşıldığı, dava dilekçesinde "gayrimenkulün ortak kazançla alındığı" belirtildiğine göre, kazançla katkı iddiasının varlığının kabulü gerekeceği, o halde, karşı davanın katkı payı alacağı olduğu kabul edilerek karar verilmesi gerekeceği-
Dosya kapsamına göre davacının evlilik birliği içinde abisiyle beraber dükkan işletmek suretiyle çalışarak gelir elde ettiği, davalı kadının dinletmiş olduğu tanıklar her ne kadar babasının maddi yardımı ve ziynetleriyle katkıda bulunduğundan söz etmiş iseler de, bu beyanların soyut nitelikte olup, hükme esas alınamayacağı, ziynetlerin varlığına ilişkin herhangi bir fotoğraf, CD gibi somut delilin dosyaya sunulamadığı anlaşıldığına göre, taşınmazın tamamının davacının katkısıyla alındığı kabul edilerek karar verilmesi gerekeceği- Davacı vekili dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmamış, fakat bozmadan sonra dosyaya sunmuş olduğu ......... havale tarihli dilekçesinde ............. TL alacağın dava tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, bu bedel üzerinden belirlenen harcı da yatırmış olduğuna ve ıslah dilekçesiyle faiz talep ettiğine göre , alacağa ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekeceği-