Kaynağını değişik ve çok türlü maddi olaylardan alan munzam zararların kanıtlaması işleminin, içtihatların birleştirilmesi yolu ile tek bir ispat vasıtasına bağlanması; hakimin delilleri serbestçe takdir etmesini öngören hükümleri sınırlandıracağı gibi hukukun gelişmesini de önleyeceğinden açıklanan nedenlerle içtihatların birleştirilmesine gerek olmadığı-
Kira parasının tesbitine ilişkin mahkeme kararı ile belirgin hale gelen kira farkı alacağına, ayrıca ihtara gerek kalmaksızın, kira tesbit kararının kesinleştiği tarihten faiz yürütülmesinin gerekeceği-
Elektrik tüketim borcunu süresinde ödemeyen müşterilere temerrüt faizi uygulanmaması, sadece gecikme zammı tatbik edilmesi, borcunu süresinde ödemeyen müşterilerden alacağın tahsili için yasal yola başvurulduğunda; başvurma tarihine kadar gecikme zammı uygulanması ve yasal yollara başvurulurken elektrik borcu ile gecikme zammı toplamı üzerinden temerrüt faizi talep edilmesi; eldeki işlerde de bu şekilde işlem yapılması kabul edilmiş olduğundan gecikme zammı ile birlikte temerrüt faizi de talep edilip edilmeyeceği konusu açıklığa kavuşturulmuş, bu konuda artık bir yoruma gerek kalmadığı- "Elektrik tüketim bedellerinin süresinde ödenmemesi nedeniyle tahakkuk ettirilen gecikme zammı ile birlikte temerrüt faizi de istenip istenemiyeceği" konusunda şimdilik içtihatların birleştirilmesine karar verilmesine gerek olmadığı-
İçtihadı birleştirme kararları, içtihat uyuşmazlıklarını gidermek ve uygulamada birliği sağlamak amacıyla alınıp; 13. Hukuk Dairesi'nin 17.10.1983 gün 5503 esas, 7062 karar sayılı kararı ise aynı Dairenin önceki kararları ve Hukuk Genel Kurulu'nun 30.9.1983 günlü kararı ile aynı doğrultuda olduğundan belirlenen durum itibariyle halen bir içtihat uyuşmazlığı bulunmadığından içtihatların birleştirilmesine gerek olmadığı-
Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'nün zararlandırıcı Bağ-Kur sigorta olayına maruz kalan sigortalıya veya hak sahiplerine yaptığı harcamalardan doğan zararını, suç sayılır bir hareketi bulunmayan malca sorumlu olandan, 1479 sayılı Yasanın 63. Maddesi dışında -koşulları gerçekleştiği takdirde- genel hükümlere bu arada Borçlar Kanununun 55 ve Karayolları Trafik Kanununun 50. Maddelerine dayanarak rücuan tazminat davası açmak suretiyle isteyebileceği sonucuna varıldığından; zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle ödemek zorunda kaldığı miktar için koşulları oluştuğu takdirde b.k.55'e göre bağ-kur'un dava açma olanağı olduğu-
İnşaat sözleşmelerinde müteahhidin kendi kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle sözleşmenin iş sahibi tarafından feshi halinde, uyuşmazlığın borçlar kanunu`nun 106-108. Maddeleri hükümleri çerçevesinde çözümlenmesinin gerekeceği- Olayın niteliği ve özelliğinin haklı gösterdiği durumlarda medeni kanunun 2. Maddesi hükmü gözetilerek sözleşmenin feshinin ileriye etkili sonuç doğuracağı-
5846 sayılı fikir ve san'at eserleri kanununda gösterilen haller dışında iktibas yapılmış olsa dahi, iktibas hususunda kullanılan eser sahibinin ve eserinin adı belirtilse bile eser sahibi, haksız rekabet hükümlerine dayanarak BK.nun 49. maddesindeki (şimdi; TBK. mad. 58) koşulların gerçekleşmesi halinde manevi tazminat isteyebileceği-
Ölenin, bakmakta olduğu veya ileride bakacağı sayılan kişilerin yoksun kaldıkları zararın, diğer bir deyişle destekten yoksun kalma tazminatının saptanmasında t.c. emekli sandığınca bağlanan gelirlerinin indirilmemesinin gerekeceği-
Basın mesleğinde çalışanlar ile çalıştıranlar arasındaki ilişkiyi düzenleyen 5953 sayılı yasanın 212 sayılı yasayla değişik 14/2. maddesinin kamu hükmü olmasına rağmen bu maddede yazılı yüzde beş fazla ödeme parası sorumluluğunun belirlenmesinde ve koşulların gerçekleşmesi durumunda karşılaştırma yoluyla BK.nun 44. maddesinin (şimdi; TBK. mad. 52) uygulanacağı-
1512 sayılı Noterlik Kanununun yorumu gerektirmeyen açık hükümleri karşısında yürürlükte bulunmayan 3456 sayılı Noterlik Kanununun yürürlükte bulunduğu döneme ilişkin uygulamaları arasındaki aykırılıkların giderilmesi için içtihadı birleştirmeye yer olmadığı-