Davalının kardeşine yapılan tasarrufun bağışlama hükmünde olduğu ve alacaklılardan mal kaçırma nedeniyle yapıldığından iptale tabi olduğu yönündeki karar isabetli ise de, diğer davalılarla ilgili taşınmazı üçüncü kişiden satın alan kişinin borçlu ya da kardeşi ile arasında kirvelikten dolayı tanıdıklık olup olmadığı üzerinde durulmaması, son malike satış yapıldıktan sonra dahi taşınmazda uzun süredir borçlunun oturmaya devam ettiği hususunun gözetilmemesi ve son malikin taşınmazı alabilecek ekonomik güce sahip olmadığı yönündeki tanık beyanları ile birlikte değerlendirme yapılarak tasarrufların iptale tabi olup olmadıkları üzerinde durulmadan eksik inceleme ile karar verilemeyeceği-
Taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark karşılaştırılması yaparken, yapılmış resmi belgeli ödemelerin de tapuda gösterilen bedele ilave edilmesi ve hasıl olacak duruma göre bir karar verilmesi gerekeceği-
3. kişi konumundaki davalı, borçlunun dayısı olduğundan aralarındaki tasarrufun iptale tabi olduğu, ancak diğer davalılara yapılan satışlar yönünden ivazlar arasında fahiş fark bulunmadığı gibi adı geçen davalıların kötü niyetli oldukları da kanıtlanamadığından bu davalılar yönünden talebin reddine karar verileceği-
Borçlu ile 3. kişi kardeş olduklarından ve İ.İ.K.’nun 278/III-1 maddesine göre kardeşler arasında yapılan ivazlı yada ivazsız tasarruflar bağışlama hükmünde sayılacağından tasarrufun iptaline karar verileceği-
Borçlunun eşi ile 3. kişi kardeş olduğundan bu derece yakın akrabalar arasında yapılan ivazlı yada ivazsız tasarrufların bağışlama hükmünde sayılacağı ve iptali gerekeceği-
Tasarrufa konu edilen hastane işletme ruhsat devrinin bir karşılık alınarak devir sözleşmesine ve alım satıma konu olduğu, ruhsatların üzerine haciz konulabildiğinden maddi bir değerinin olduğunun kabulü ile borçlu ile aynı sektörde faaliyet gösteren 4. Kişi konumundaki davalı şirketin borçlu davalının mali durumu ile ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun anlaşıldığı-
Havalelerin satış bedeline eklenmesi suretiyle yapılan karşılaştırmada bedel farkının bulunmadığı ayrıca davalılar arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastını 3. kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir yakınlığın da ispat edilemediği anlaşıldığından tasarrufun iptali davasının reddi gerekeceği-
Davalının, borçlunun kızı olmasından dolayı aralarındaki tasarrufların iptale tabi olduğu- 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekeceği-
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında yerel mahkemenin de Yargıtayca da karar verilebileceği- Davalı borçlu ile yeğeni arasındaki taşınmaz satışına ilişkin tasarrufun iptale tabii olduğu-
Kardeşler arasında yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesinin hukuka uygun olduğu-