İİK. 170/IV uyarınca, alacaklının senedi takibe koymada «kötü niyetli» ya da «ağır kusurlu» olduğu kanıtlanmadıkça «imza itirazının kabulü» kararı ile birlikte borçlu lehine -% 20- tazminata hükmedilemeyeceğinden, ciranta tarafından keşideciye karşı yapılan takiplerde, ciranta senetteki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığından «imza itirazının kabulüne» karar veren imza mahkemesinin ayrıca borçlu lehine -%20- tazminata da hükmedemeyeceği—
İİK. 170/III uyarınca «imza incelemesi yapılmadan» inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirilerek «imza itirazının kabulüne» karar verilen durumlarda, bu kararla birlikte ayrıca alacaklı aleyhine -İİK. 170/IV’e göre- «takip konusu alacağın yüzde onu oranında» -Hazine yararına- «para cezası»na hükmedilemeyeceği—
Ciranta konumunda olan borçlunun «keşide tarihindeki düzeltmede yer alan paraf imzasının keşidecinin ürünü olmadığı» yönünde itiraz hakkı bulunmadığı, bu hakkın sadece keşideciye ait olduğu—
Yetkisiz icra mahkemesine -hatalı olarak- başvurularak imza itirazında bulunulmuş olması halinde mahkemece «yetkisizlik kararı» yerine «istemin reddine» karar verilemeyeceği—
TTK’nun 688/VII. maddesinde «imzalar»dan değil «imza»dan sözedilmiş olduğu, şirket kaşesi üzerinde ve açıkta ayrı ayrı imza bulunması halinde imzalardan birinin şirketi diğerinin ise imza sahibini şahsen borç altına sokacağı—
Ödeme emri tebliğ edilmese bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin bulunduğu durumlarda, borçlunun ödeme emrini tebliğ almadan önce de şikayette bulunabileceği–
Karar yerinde gerekçesi açıklanmadan İİK. 170/IV’de öngörülen % 20 oranı aşılmak suretiyle alacaklı aleyhine % 40 tazminata hükmedilemeyeceği-
İİK. 170/III uyarınca «takibin geçici olarak durdurulmasına» karar verilmiş ve bu kararın uygulanmış olması halinde, daha sonra «imza itirazının reddine» karar verilirse, bu kararla birlikte, «takip konusu alacağın yüzde onu oranında» -hazine yararına- borçlu aleyhine «para cezası»na da hükmedilmesi gerekeceği—
İcra mahkemesince «borçlunun imza itirazının kabulü» yerine «karar verilmesine yer olmadığına» şeklinde -hatalı olarak- karar verilen durumlarda ayrıca borçlu lehine -% 20- tazminata -ve hazine yararına para cezasına- hükmedilemeyeceği—
«İmza» itirazına (inkarına) ilişkin uyuşmazlıklarda, ‘imzanın borçluya (davacıya) ait olduğu’ hususunun alacaklı (davalı) tarafından ispat edilmesi gerekeceği, borçludan olumsuzu ispat etmesinin istenemeyeceği—İnkar edilen imzanın borçluya ait olup olmadığının icra mahkemesince saptanamaması halinde, uyuşmazlığın dar yetkili icra mahkemeside çözümlenemeyeceği, bu durumda borçluya olumsuz tesbit davası açma külfetinin yüklenemeyeceği, alacaklının genel hükümlere göre dava açarak alacağını diğer kanıtlarla isbat etmesi gerekeceği (Bu nedenlede, bu durumda icra mahkemesince «imza itirazının kabulüne» karar verilmesi gerekeceği)—