Her ne kadar mahkemece istem, cezai şart alacağı olarak nitelendirilmişse de; davacının takibinin sözleşmede maktu olarak belirlenen kira tazminatı alacağına ilişkin olduğu- İfanın gecikmesi halinde kira tazminatı talep edilebilmesi için teslim anında, ihtirazı kayıt ileri sürülmesine gerek olmadığı- İhtirazı kayıt olmaksızın geç teslimden ötürü kira tazminatı istenebileceği- İşin esasına girilerek, teslim tarihine kadar kira tazminatı hesap edilerek teslimden önce satılıp elden çıkarılmayan ve kiraya verilmeyen taşınmazlarla ilgili olarak kira tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
TBK’nun 589/2-1 maddesi uyarınca kefilin asıl borç ile borçlunun kusur veya temerrüdünün yasal sonuçlarından sorumlu olduğundan ve kefilin sorumluluğunun asıl borçlu ile aynı miktarda olması gerektiğinden cezai şart konusunda kefil olan davalı hakkında asıl borçluya oranla daha fazla indirim yapılması doğru olmadığı-
Arsa boş olarak teslim edilmediğinden davalı yüklenicinin akdin feshinden veya davacıların zararından sorumlu olmadığı, davalı gerçek kişilerin sözleşmeye uymayarak davacıya zarar verdikleri, ancak kira yardımı ve cezai şartın tarafların sözleşmeye uyması halinde yüklenicinin ödeyeceği borçlardan olduğu, davacıların sözleşme sebebiyle menfi zararı olmadığı, sözleşme yapılabilmesi için masraf ettiklerini belgeleyemedikleri, ayrıca başka yüklenici ile önceden alabileceklerinden daha azına razı olarak yeniden sözleşme yapıldığının da ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi- Ek sözleşme- Eksik ve kusurlu işler- Kira bedeli- Cezai şart-
3. HD. 19.04.2017 T. E: 1883, K: 5606-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığı, bu itibarla, uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla davalı şirketin kapasitesi, maddi gücü, söz konusu cezanın tahsili halinde davalının eskiden olduğu gibi ticari hayatını sürdürüp sürdüremeyeceği, mümkün olmazsa bu durum onun iktisaden mahvına sebep olup olmayacağı hususlarında rapor alınıp, bu durumun davalının ekonomik mahvına sebep olduğunun belirlenmesi halinde, cezai şart hükmünün tamamen batıl olduğu sonucuna varılmaması, mahvına sebep olacağı belirlenen miktar itibariyle batıl, geri kalan miktar itibariyle batıl olmadığının kabul edilmesi, diğer anlatımla kısmi butlan halinin belirlenmesi gerektiği gözetilerek, uygun bir indirim yapılması hususunda hakimce takdir yetkisinin kullanılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davacı yararına bozulduğu-
Ceza-i şart alacağı fahiş bulunarak TBK. mad. 182/son uyarınca ceza-i şarttan indirim yapılması gerektiği-
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, teslim olgusunun iskân ruhsatı alınma koşuluna bağlı tutulduğu ve delil sözleşmesi niteliğindeki bu sözleşme hükmü gereğince de teslimin başka bir delille kanıtlanması mümkün olmadığı, davacıların sözleşmede öngörülen ifaya ekli cezai şarta hak kazandıkları, teslim sırasında davacıların ihtirazi kayıt ileri sürmeleri zorunluluğu bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne karar verildiği-
Sözleşme ile işverenin fesih yetkisi işçi lehine sınırlandırılmış olup işverence gerçekleştirilen fesih haklı nitelikte olmadığına göre, asgari sürenin bitiminden önce iş sözleşmesinin feshinin haksız bir fesih olduğunun kabulü ile öngörülen cezai şart tazminatı talebinin değerlendirilmeye tabi tutulması gerektiği-
Taraflar arasındaki 31.05.2011 tarihli ve 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi eki taahhütnameden kaynaklanan kar mahrumiyeti istemi-