Düzeltilen tebliğ tarihine göre borçluların sair itiraz ve şikayetleri süresinde olduğundan söz konusu itiraz ve şikayetlerin esasının incelenip karara bağlanmamış olması HMK. mad. 297/2'ye aykırı olup bozma nedeni teşkil edeceği- Tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edildiğine göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekir iken ayrıca ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Borçlu M. S. Ş.'ın "..." adresine gönderilen ödeme emrinin 05.12.2013 tarihinde muhatabın adresten ayrıldığı, borçlu M.  Ş.'ın "..." adresine gönderilen ödeme emrinin ise 04.12.2013 tarihinde muhatabın adreste tanınmadığı gerekçeleri ile iade edildiği, bu kez adı geçenlerin mernis adreslerine gönderilen ödeme emirlerinin ise TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de, ödeme emri tebliğ mazbatalarında “Mernis Adresi” şerhi bulunmakla birlikte “adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesine göre tebligat yapılacağına dair meşruhat bulunmadığından tebligatlar Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine uygun olarak çıkartılmadığı için usulsüz olduğu, o halde mahkemece, borçluların, tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetlerinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihlerinin öğrenme tarihlerine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden ödeme emri tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının isabetsiz olduğu- Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan adresine renkli bastırılan tebligat zarfının gönderilmesi gerekeceği-
Tebliğin, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Muhatabın tevziat saatlerinde bulunmaması sebebiyle tebligatın Teb. K. mad. 21/1uyarınca muhtara tebliğ edildiği, komşunun isim ve imzadan imtina ettiği, tebligatta muhatabın adreste bulunmama sebebi, tevziat saatlerinde dönüp dönmeyeceği belirtilmediği gibi, komşunun isim ve imzası alınmadan, imzadan imtina ettiği şerhi yazılmadan tebliğ işlemi yapıldığından,  tebligatın usulsüz olduğu ve bu durumda,  mahkemece şikayetin kabulü ile Teb. K. mad. 32 uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Ödeme emrinin, muhatap borçlunun adreste bulunup bulunmadığı ve tebliğ yapılan kişinin muhatapla aynı konutta oturup oturmadığı tespit edilmeksizin oğluna tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu- Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılacağından, muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edileceğinden mahkemece, alacaklının cevap dilekçesindeki iddiası, gerektiğinde talimat dosyası da getirtilerek incelenmek suretiyle, oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekeceği -
Tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekeceği-
Tebligatta, muhatabın adreste bulunmadığını iş takibinde olduğunu beyan eden komşunun ismi belirtilmemiş olup tebligat bu haliyle Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine uygun olmadığından yapılan tebliğ işleminin de usulsüz olduğu- Borçlu malikin meskeniyet şikayetinde bulunabileceği-
Borçlu P. U. adına Mernis adresine çıkarılan ilk tebligatın adresten ayrıldığından bahisle iade edildiği, daha sonra  ödeme emri tebligat zarfı üzerine "mernis adresi" olduğu yazılarak ödeme emrinin yeniden tebliğe çıkarıldığı ve posta memuru tarafından T.K'nun 21/2. maddesine göre 13.08.2014 tarihinde tebliğ işleminin yapıldığı görüldüğü, bu durumda,   ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması  yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu, bu nedenle, TK'nun 21/2. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği usulüne uygun olmadığı, o halde mahkemece, borçlunun şikayetinin kabulü ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitine karar verilmesi gerekeceği-
İmzaya itiraz ve zamanaşımı itirazı için yasal beş günlük sürenin geçirilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece, imzaya itirazın ve zamanaşımı itirazının süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekeceği-