Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteği-
İ.lı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının sunduğu Almanca belgelerin Türkçeye çevirisinin yapılması, dava dışı kiracının davalıya yaptığı havalelere ilişkin dayanak kayıtların anılan bankadan getirtilmesi, davalının banka kredisi kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise geri ödemelerinin kim veya kimler tarafından hangi tarihlerde gerçekleştirildiğinin belirlenmesi, davacının sunduğu belgelerinin delil başlangıcı niteliğinde sayılıp sayılmayacağının irdelenmesi, eğer delil başlangıcı olarak kabul edilir ise davacı tanıklarının dinlenmesi ve davacının ödeme iddiası bakımından tüm delilleri toplanıp, TBK. mad. 97 hükümleri de dikkate alınarak arar verilmesi gerektiği-
Ticari temsilcinin, gerçek anlamda ortak olmadıkça, bağımsız hareket etmedikçe ve murahhas üye olmadığı sürece, iş ilişkisi kapsamında çalıştığının kabulü gerektiği- Davalılar hukuki ve kişisel olarak işverene bağımlı çalışıyor ise arada iş ilişkisinin, bağımsız çalışıyor ise vekalet ilişkisinin olduğu, yönetim kurulu murahhas üyesi veya ortak ise kişinin organ sıfatı ile ortaklık ilişkisi kapsamında çalıştığının kabulü gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, miras payı oranında tescil istemi-
Davacının lehine hükmedilen tedbir nafakası alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlattığı, davacı tarafından davalı aleyhine açılmış olan ziynetlerin iadesi davasında davacı lehine tazminata hükmedildiği ve bu kararın kesinleştiği görüldüğünden, davacının karşılanması gereken bir alacağı olduğu- Davacı, davalı eşi ile görülen boşanma davası sırasında hükmedilen nafaka alacağını ödememek amacıyla, borçlu eşi ile davalı 3.kişinin muvazaalı takip başlatarak, borçluya ait taşınmazlara muvazaalı olarak haciz konulduğunu ileri sürerek bu davayı açtığından, davaya konu edilen icra takibinin danışıklı olduğunun kanıtlanması halinde davacı, bu takipte haczedilen maldan da alacağının tahsili için yararlanabileceği- Muvazaa (BK18) iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, davalı borçlu ile gayri resmi ilişki içinde bulunan ve onunla birlikte yaşayan davalı 3. kişinin, borçlunun içinde bulunduğu durumu ve alacaklıların ızrar kasdını bilebilecek kişilerden olduğu, iptali istenilen ve borca karşılık olduğu ileri sürülen senede dayalı icra takibinin borcun doğum tarihinden sonra başlatıldığı anlaşıldığından davalılar arasındaki hukuki işlemlerin danışıklı olduğu ve bu durumda davanın kabulü ile danışıklı icra takibinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Bozmadan önce verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar sadece davalı mirasçı tarafından temyiz edildiğinden ve dava konusu taşınmazlar elbirliği mülkiyetine tabi ise de tarafların mirasçı olmaları da gözönüne alınarak, diğer davalılar yönünden ölünceye kadar bakım sözleşmesi kapsamındaki ve murisin payı bulunan taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-  Vekalet ücretinin dava konusu payın harcı tamamlanan değeri üzerinden hesaplanması gerektiği-
Miras payları oranında iptal ve tescil isteğinde bulunulduğu halde, istek aşılmak suretiyle, dava dışı bir mirasçı da olduğu gözardı edilerek, tüm mirasçılar adına tescil kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerektiği- Davacı hastanede hastabakıcı olarak muvazaalı çalıştırıldığını iddia etmiş, dosyada bulunan SGK kayıtlarında davacının temizlik personeli olarak bildirildiği, mahkemece de davacının ihale ile alındığı işte çalıştırıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüş olup, öncelikle davacının hangi tarihli ihale ile hangi işverene bağlı çalıştırıldığı, ilgili hizmet alım sözleşmesinde gösterilen iş dışında başka bir işte çalıştırılıp çalıştırılmadığı, alt işverenlerin sözleşme ile üstlendiği mal veya hizmet üretimi için bağımsız organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip bulunup bulunmadığı, işçi temini niteliğinde ihale yapılıp yapılmadığı, aynı işte asıl işveren işçilerinin çalışıp çalışmadığı, Alt İşveren Yönetmeliğine aykırı şekilde ihale verilip verilmediği tespit edildikten sonra muvazaa hususu değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, üçüncü kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacaklarının bulunması gerekeceği ve danışıklı işlemin o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olması gerekeceği- Boşanma ve mal tasfiyesi için açılan davalar devam ettiğinden, davacı lehine tazminat hükmedilmesinin mümkün olacağı ve alacaklı olabileceğinden bu dosyaların sonuçlanması beklendikten sonra tasarrufun iptali davasının görülmesi gerektiği-