Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemi-
Sigorta hakem kararına itiraz davası-
TBK.'nun 55. maddesindeki "Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz." ibaresinin hesaplanan tazminatın yalnızca miktar gözetilerek azaltılamayacağını öngörmek suretiyle zarar görenin mülkiyet hakkı kapsamındaki meşru beklentisini koruduğu- Aile içi bakım ve dayanışma nedeniyle bakıcı giderinden hakkaniyet indirimi yapılmayacağı- Kanun koyucunun tutumunun bedensel zararlar konusunda tarafların yıkımına yol açacak yüksek miktarda tazminat hesaplanmasının dahi hakkaniyet düşüncesiyle indirime konu edilemeyeceği yönünde olduğu- Tazminatın amacının zararın tazmin edilmesini sağlamak olduğu ve hesaplanacak tazminatın azami miktarının gerçek zarar ile sınırlı olduğu-
Davalının Askeri Mahkemede yapılan yargılaması neticesinde verilen "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararı, ne kurulan mahkûmiyet hükmü yönünden ne de maddi olgunun belirlenmesi yönünden bağlayıcı olmadığından, davaya konu eksik malzemeler bakımından davalının sorumluluğunun tayininde dosya kapsamı ile değerlendirme yapılması gerektiği- Eksik olduğu iddia edilen malzemelerden davalının sorumlu olmasını gerektirecek yeterlilikte delil bulunmadığından tazminat davasının reddi gerektiği-
Maddi tazminata, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerine ve TMK.m.4 hakkaniyet ilkesi ile TBK.m.50-51 hükümlerine göre belirleneceği- Yoksulluk nafakasına ise tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre belirleneceği-
İtiraz hakem heyetince dosyada hatır taşımasının mevcudiyetini gösterir bilgi yada belgeye rastlanmadığı gerekçesiyle olayda hatır taşıması bulunmadığı yönünde hatalı şekilde değerlendirme yapıldığı; o halde, davacı yolcu ile dava dışı vefat eden araç sürücünün arkadaş olup gezdikleri esnada kazanın meydana gelmesi nedeniyle olayda hatır taşıması bulunduğunun kabulü ile tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemi-
Çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmekte olduğu- Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayandığı- Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşeceği- Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyeceği- Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacağı-. Bu pay esası Türk aile sistemine çok uygun düşmediği- Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükseleceği- Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanması gerektiği-
Hakkaniyetin; bazı şartların ve çözümlerin önceden saptanmasının doğuracağı düşünülen sakıncaları ortadan kaldırmak için hukuk kurallarının esnek veya eksik bırakıldığı hallerde etkisini gösteren ve belli somut olayların özelliklerine uygun karar verilmesini emreden kurallar bütünü olarak tanımlandığı- Asıl eylem failleri dışındaki diğer davalıların zararın gerçekleşmesinde ihmalleri bulunması nedeniyle, bu davalılar yönünden kurum zararının % 40’ının davacı üzerinde bırakılmasının hakkaniyete uygun olduğu belirtilmişse de, yapılan işin niteliği ve hacmi, çalışma koşulları, dolandırıcılık suçunun asıl failleri olmayıp gerçekleştirme görevlisi ve harcama yetkilisi olan davalıların sık görev değişimleri, görev ve sorumluluk alanlarının genişliği ve dosya kapsamındaki diğer olgular da gözetildiğinde, adı geçen davalılar yönünden yapılan hakkaniyet indirim oranının düşük seviyede olduğu, daha üst seviyede hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği-
İlk dava sırasında "protez bedeli" için ayrı bir hesaplama yapılmasının gerekmesi üzerine, ek dilekçe ile protez bedelini takipsiz bıraktıklarını ve sonraki ıslah dilekçesi ile de "protez bedeli, bakıcı ücreti de dâhil olmak üzere tüm tedavi giderlerine ilişkin taleplerini, bu konuda tüm ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak takipsiz bıraktıklarını" beliren ve ilk davada takipsiz bırakılan ayrı kalemler (farklı alacaklar) için yeni bir dava açan davacının talep konuları birbirinden bağımsız nitelikte olduğundan, her iki dava arasında kısmi dava - ek dava ilişkisi bulunmadığı- İlk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucu da aynı olmadığından ortada maddi anlamda kesin hükmün varlığından da söz edilemeyeceği- Davacı mevcut davada da alacağının kaynağını ilk davada gösterilen trafik kazasına dayandırmış ve ilk davada, olayda "hatır taşıması" olduğu savunulmuşsa da, mahkemece "kazada hatır taşımasının bulunmadığı" şeklindeki maddi vakıa zımnen kabul edilerek miktarından indirime gidilmeksizin tazminat hükmedilen karar, olayda hatır taşıması bulunduğunu savunan davalı tarafça temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, ilam icraya konulmuş ve yapılan ödeme karşılığı ibraname alınmış olduğundan, trafik kazasında hatır taşıması bulunmadığı yönündeki maddi vakıanın taraflar arasında kabul edilerek kesinleşmiş olacağı ve ilk hüküm kesin hüküm etkisi yaratmasa bile, somut olaydaki bu durum aynı maddi vakıaya (trafik kazasında hatır taşımasının olmadığına) dayalı olarak açılan eldeki davada unsur etkisi oluşturduğundan, mahkemece "hatır taşımasının uygulanmaması gerektiğine" ilişkin olarak verilen direnme kararı sonuç itibariyle yerinde olduğu- "Eldeki dava, ilk davadan bağımsız olarak düşünülmesi gerektiğinden, önceki davada indirim yapılmamış olmasının bu davada "kesin delil" oluşturmayacağı, ilk davada dahi "hatır taşıması" olduğu yönünde savunmada bulunulduğu, yaralının içinde bulunduğu aracın işleten tarafından hatır için kullandırıldığının dosya kapsamından net olarak anlaşılabildiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-