Kiralananın kullanıma elverişsiz hale gelmesi veya kullanımının önemli ölçüde azalması kiracının kasıtlı olmayan bir eylemi ile meydana gelmiş olsa dahi, kiraya verenin kiralananın kullanıma elverişli halde bulundurulması yükümlüğünden kurtulamayacağı- Kiraya verenin kasıtlı olarak kiralanan alandaki elektriği kesme eylemi nedeniyle kiracının abonelerine belirli bir süre kaliteli iletişim hizmeti veremediğinin ve bu hali ile zarar görmüş olduğunun kabulü gerektiği-
Haksız el koyma nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkin davada, "hakkaniyet" kavramının Borçlar Kanunu’nun 43. (TBK.51) maddesinde düzenlenmiş ve bazı şartların ve çözümlerin önceden saptanmasının doğuracağı düşünülen sakıncaları ortadan kaldırmak için hukuk kurallarının esnek veya eksik bırakıldığı hâllerde etkisini gösteren ve belli somut olayların özelliklerine uygun karar verilmesini emreden kurallar bütünü olarak tanımlanmış olduğu- Tazminat belirlenirken durumun gereğinin ve belirtilen maddede örnek olarak sayılan özel indirim sebeplerinin göz önünde tutması gerektiği, temelde tamamen haksız sayılamayacağı gözetilerek tahsiline karar verilen zarar miktarından BK’nın 43. maddesi (TBK.51) gereği daha üst düzeyde hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği-
Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği- Davacılar anne ve baba lehine takdir olunan manevi tazminatın az olduğu ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Davacı lehine hesaplanan maddi tazminattan, BK 51. maddesi nedeniyle hatır taşıması, mahkemenin takdirinde yapılan indirim sonucu belirlenen tazminat tutarı hüküm altına alınırken, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, davalı şirket lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği-
Haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, olayın gelişimi gözetildiğine davacıya atfı kabil bir kusur bulunmadığı ve bu sebeple belirlenen maddi tazminat miktarı üzerinden sürekli iş göremezlik zararı nedeniyle TBK'nın 51. maddesi uyarınca hakkaniyet indirimi yapılmasının doğru olmadığı-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı eş yararına hükmolunan maddi tazminatın az olduğu, TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile TBK'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerektiği-
Tazminat davası-
Davacının davalı motorlu taşıyıcılar kooperatifinin ortağı olduğunun tespiti ve ortaklık haklarının kullandırılmaması nedeniyle mahrum kalınan kazancın tazmini istemlerine-
Şikayet üzerine ödeme emrinin, usulsüz tebliğ edildiğinin tespit edildiği, bu nedenle icra dosyasında yapılan tüm işlemlerin geçersiz sayılmasına karar verildiği böylelikle haksız olarak haczedilen ve muhafaza altına alınan ayakkabıların yedieminde kaldığı, davacının ayakkabılarının haksız bir şekilde haczedilip muhafaza altına alınarak yediemine teslim edildiği ve icra mahkemesince, yapılan haciz ve muhafaza işlemlerinin geçersiz sayılmasına karar verildiği göz önüne alındığında, hukuka aykırı olarak haczedilen malları teslim alması için davacının yediemin ücreti ödemesi beklenemeyeceğinden, yediemin ücretini ödeyerek ayakkabıları teslim alma yükümlülüğünün malları hukuka aykırı haczettiren davalıya ait olduğu-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan, fiziksel şiddet olayından sonra taraflar barışıp evlilik birliğine devam ettiğinden; bu olayın, şiddeti uygulayan tarafa kusur olarak yüklenemeyeceği- Kusur belirlemesinden sonra daha ağır kusurlu olan eş yararına yoksulluk nafakası hükmedilemeyeceği- Kusurlu davranışlar, tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Kurum zararı sebebiyle alacak istemine ilişkin davada; sigorta prim bedeli ve tahakkuk ettirilen para cezasının ilgili kurumlara ödenmesinden itibaren başlayacak faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, faiz miktarının, asıl alacak konusu miktarlar üzerine eklenmeksizin talepte bulunulduğu, bu halde; mahkemece ödeme tarihi ile dava tarihi arasında işlemiş faizin hesaplanarak müddeabih yapılan miktarın üzerine eklenmek suretiyle hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı- Davalılar aleyhine sigorta prim aslı ve işsizlik sigorta primine hükmedilmesi ve davalıların sorumluluğu kapsamında; hakkaniyet indirimi tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı ve kararın bu sebeple bozulması gerektiği-