Davalı erkeğin, dinlenmesinden açıkça vazgeçmediği ve HMK m.241 koşullarının da oluşmadığı halde belirttiği tanklarının dinlenilmeden hüküm kurulmasının hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiği-
Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı halde, yetkili ...... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi tarafından 21.01.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında taraflara usulüne uygun biçimde ihtar yapılmadığı, delillerini bildirmesi için süre verilmediği ve sonraki celse sunulan listenin ise ikince tanık listesi olduğu ve karşı tarafça da dinlenilmelerine muvafakat edilmediği gerekçesi ile ilgili listede yer alan tanıklar dinlenilmeden karar verilmesinin savunma hakkını ihlal ettiği- Davacı- karşı davalı kadının yargılama sırasında dinlenmeyen tanıklarının dinlenmesinden vazgeçmediği, davalı-karşı davalı erkeğin davasının da kabulüne karar verildiği dikkate alındığında, dinlenilmesinden açıkça vazgeçilmeyen, davacı-karşı davalı kadının 04.04.2014 tarihli dilekçesinde belirttiği tanıklarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 243. ve devamı maddeleri gereğince usulüne uygun olarak çağrılıp dinlenilmesi gerektiği-
Tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hallerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf o duruşmada hazır bulundurursa, hazır edilen tanığın dinleneceği HMK.'nun 243. maddesiyle hüküm altına alındığından, ön incelemeyi izleyen tahkikat duruşmasında tanıklarının hazır olduğunu belirten davacının tanıkların dinlenip sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Davaya konu taşınmaz ev ve fındık bahçesi niteliği ile kayıtlı olup, tespite konu yapıların kadastro tespit gününden önce meydana getirildiğinin belirlenmesi halinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verileceği- Mahkemece mahallinde keşif yapılması, taraf tanıklarının keşif mahallinde dinlenmesi, delillerinin eksiksiz toplanması, taşınmaz üzerindeki binanın davacıların yakın mirasbırakanı tarafından kendi nam hesabına ve kendi geliri ile yapıp yapmadığı hususunun tereddüte mahal bırakmayacak şekilde aydınlığa kavuşturulması, bu yapılırken davacılar murisinin ekonomik geliri, ortak gelirin kullanılıp kullanılmadığı ve kendi nam ve hesabına yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılması, dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağının ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek, tutanakta belirlenen evin davaya konu bina olup olmadığı belirlendikten sonra davada hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerektiği-
Tapu kaydındaki şerh ve zilyetliğe dayalı elkoymanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteği-
TBK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkin davada muvazaalı işlemin diğer tarafı olan üçüncü kişinin davaya dahil edilip taraf teşkilinin sağlanması gerektiği- Davalı ile boşanan lehine mali haklara hükmedilen davacının eski eşi olan davalının taşınmazını teyzesinin torununa satması halinde, davacının muvazaaya dayalı dava açmakta hukuki yararının bulunduğu- Lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olan davacının "Keşfe yatıracak parası olmadığı"na ilişkin beyanın adli yardım talebi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği- Davacı, gelinin tanık olarak dinlenmesini talep ettiğinden, HMK. mad. 243/(3) uyarınca, tanığın gerektiğinde telefon, faks veya elektronik posta gibi araçlardan yararlanarak çağrılabileceği hususunun değerlendirilmesi gerektiği- Davalı ile taşınmazı satın alan dava dışı kişi arasında akrabalık bağı olduğu iddia edildiğine göre, anılan şahısların nüfus kayıtlarının çıkartılması masraf gerektirmediği, satılan taşınmazda halen kendisinin oturduğu belirttiğinden bu hususun zabıta marifeti ile araştırılmasının mümkün bulunduğu- Davacı keşif deliline dayanmamış olup mahkemece davanın aydınlanması için resen keşif yapılmasına karar verilmesi halinde HMK'nun 325. maddesine göre davalıdan veya onun yatırmaması halinde ilerde haksız çıkacak şahıstan alınmak üzere hazineden ödenmesine de hükmedebileceği-
Davalı tarafa, davalı tanıklarının dinlenmesi için usulüne uygun şekilde oluşturulacak ara karar ile süre verilmesi, tanık dinletilmesine karar verildiği takdirde, yeniden yapılacak keşifte davalı tanıklarının HMK’nun 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları aynı Kanunun 259. maddesi uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, zilyetliğin başlangıç ve süresiyle malik sıfatıyla zilyetlik olup olmadığı hususlarının tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirilmek suretiyle HMK’nun 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi ve bu şekilde tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Muhdesatın tespiti isteğine ilişkin davada, davacı, dava dilekçesinde açıkça tanık deliline dayandığına göre, öncelikle, taraflara tanıklarını liste halinde vermeleri için usule uygun kesin süre ve imkan verilmesi, belirlenen yerel bilirkişi listesinde yer alan kişiler ile taraf tanıklarının HMK. mad. 240, 243 ve 259 uyarınca davetiye ile keşif yerine çağrılarak, aynı Kanunun 259/2 ve 290/2. maddeleri hükümleri uyarınca ve mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri gerektiği- Muhdesat tespiti davasının, ortaklığın giderilmesi davasında, muhdesat iddiasını açıkça kabul etmeyen tüm paydaşlara karşı açılacağı- Muhdesatın tespiti davasının, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir dava olduğu- 
Davacı erkeğin tahkikattan önce bildirmiş olduğu ve açıkça vazgeçmediği tanıkları dinlenilmeden, eksik inceleme ile hüküm tesisinin hatalı olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor