Adi ortaklıklarda, ortakların borçlarından dolayı takip yapılması halinde, ortağın ancak kar payı veya tasfiye payına haciz konulması mümkün olup, tüzel kişiliği bulunmayan ortaklığa ait bir mal veya alacak üzerine haciz konulamayacağı-
Kredi sözleşmesinde kefil olarak yer alan kişinin borcundan dolayı kefilin ortağı olduğu adi ortaklığa ait banka hesabına bloke koyulamayacağı- Bankanın yapması gereken işin kefalet nedeniyle borçlu olan ...İnş.Tur.San. ve Tic. A.Ş. hakkında takip başlatıp, 6098 sayılı T.B.K.'nın 638/2 maddesi gereğince borçlu şirketin adi ortaklıktaki tasfiye payını haczettikten sonra, mahkeme kararı ile adi ortaklığın tasfiyesini sağlayarak alacağını almaya çalışmak olması gerektiği-
Yapılacak işin, tacir olan ve ticari defter tutmakla yükümlü olan borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak, öncelikle alacağın gerçek bir alacak olup olmadığının araştırılması, (alacağın) gerçek olduğunun anlaşılması halinde bu kez davacı ve borçlu arasındaki adi ortaklığın bulunup bulunmadığının yine ticari defterlerde araştırılarak adi ortaklığın tesbiti halinde bir ortağın alacaklısının haklarını ancak ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabileceği ve alacaklının ortaklığa ait bir mal üzerine haciz koyduramayacağının dikkate alınması gerektiği- Adi ortaklığın bulunmadığının tesbiti halinde ise işyeri borcun doğumundan önce davacıya devredildiğinden davacının borçtan sorumlu olmayacağı, ancak devre rağmen haciz adresinde faaliyete devam edip etmediği yönündeki delillerin değerlendirilmesi gerektiği- Bu kapsamda ödeme emrini tebliğ eden memurla ilgili soruşturma sonucu da araştırılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı gibi, dava ve taraf ehliyetinin de bulunmadığı, adi ortaklık, iştirak kurallarına tabi olduğu için, davaların, TMK. mad. 702. ve 818 s. BK. mad. 534 gereğince bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerektiği, ancak, tek ortak tarafından davanın açılmış olması halinde, davacıya diğer ortakların davaya katılması veya onaylarının alınıp kendisine temsil yetkisini vermelerini sağlamak üzere uygun süre verilmesi ve taraf teşkili sağlanması durumunda, uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçilebileceği- Davacıların murisi ile davaya muvafakati alınan ortağının oluşturduğu adi ortaklığın, yaptığı imalat tutarı belirlenmiş ve bu tutar asıl davada hüküm altına alınmısa da, mirasçıların ıslah dilekçesi ile murislerinin adi ortaklıktaki 1/2 payı oranında iş bedeli talep etmiş oldukları anlaşıldığından, mahkemece imalat bedelinin 1/2’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Aasa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde bağımsız bölümlerin satışının ne şekilde yapılacağı konusunda açık bir hüküm olmayıp, arsa sahiplerince verilen vekaletname kullanılarak yine yüklenicilere ait dava konusu bağımsız bölümler üçüncü kişilere satılmış, aksi ileri sürülüp kanıtlanmadığına göre taahhüt ettikleri işin BK'nın 520 vd. maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerine göre yüklenilmiş olduğu ve bu durumda BK'nın 534. madde hükmü uyarınca şirkete ait şeyin, alacak ve ayni haklar elbirliği halinde ortaklara ait olacağı ve adi ortaklığa ait olup ta satılan bağımsız bölümler nedeniyle arsa sahiplerinden talepte bulunulabilmesinin mümkün olmadığı-
Adi ortaklıkta, ortağın alacaklıları ancak ortağın tasfiye payını haczettirebileceği, alacaklı, ortaklığın malı üzerine haciz koyduramayacağı-BK. 534 (şimdi TBK m.638) maddesine göre bir ortağın alacaklıları haklarını ancak ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabileceği-Mahkemece; adi ortaklığın semerelerinden paydaşa düşecek ve muaccel olacak kısmın üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan katılım ve kar payının tahsiline ilişkin davalarda dava açılırken husumetin tüm ortaklara karşı yöneltilmesi gerektiği-
Adi ortaklığın yetkili temsilcisince, “adi ortaklık” adına imzalanmış çekten dolayı, diğer ortağın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği-
Kambiyo senetlerine dayalı takiplerde; senetteki imzasını inkar etmiş olan borçlunun atılış tarihi itibariyle inkar edilen imzası ile yakın takipte atılmış uygulamaya elverişli imzalarının temin edilerek, bunlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği; imza incelemesinin fotokopi üzerinde değil, senet asılları üzerinde yaptırılması gerekeceği; “imzanın borçluya ait olduğunu” kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu-
İştirak halinde (elbirliğiyle) tasarruf edilen miras bırakandan kalan malın (telefonun) mirasçılardan birinin borcundan dolayı haczedilemeyip, İİK. 94’e göre borçlu mirasçının miras payının (tasfiyedeki payının) haczedilebileceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor