Kesinleşen ceza mahkemesinin beraat kararında, yabancı hakem kararına konu maddi vakıanın hukuki uyuşmazlık olarak nitelendirilmesi sonrasında bununla ilgili herhangi bir tespite yer verilmemiş olması ve taraflar arasında düzenlenen tahkim şartındaki hakem heyetine tanınan yetki çerçevesinde yapılan yargılama neticesinde davalının sözleşmesel anlamda sorumluluğuna hükmedilmiş olması karşısında, hakem heyeti kararının kesinleşmiş ceza kararıyla çelişkili olduğu kabul edilerek anılan yabancı hakem kararının tanınması ve tenfizinin kamu düzenine aykırılık teşkil edeceğinden söz edilemeyeceği- "Ceza mahkemesince verilen beraat kararındaki tespitler nedeniyle suç sorumluluğun doğmayacağı, yabancı hakem heyeti kararının kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile çelişki içerdiğinden tanıma ve tenfizinin kamu düzenine aykırılık teşkil ettiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği- Sonraki tarihli yabancı hakem kararının tenfiz talebine dair karar bozma kararı kapsamı dışında kaldığından, anılan yabancı hakem kararına yönelik davacı tarafın temyizinde hukuki yararının bulunmadığı-
MÖHUK, hukuki ve adli işbirliği anlaşma hükümleri, dosya kapsamı, mail yazışmaları neticesinde kesinleşmiş olan yabancı (Litvanya) mahkemesi kararının tenfiz talebinin kabulünde bir isabetsizlik görülmediği- "Mahkemenin mail yoluyla kararı tebliğ etmiş olduğunun kabulü ile hüküm kurulmasının hatalı olduğuna" ilişkin iddianın kabul edilmediği-
Uluslararası Yatırım İhtilaflarının Çözüm Merkezi (ICSID) tarafından verilen hakem kararının, milli otorite tarafından denetlenmeksizin ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği-
Türkiye'de verilen hakem kararlarında nispi harç alınmayacağı-Yabancı hakem kararının tenfizi davalarında da nispi harç alınmayacağı- Derdest davaya da uygulanacağından somut uyuşmazlıkta karar ve ilam harcının maktu olacağı yönündeki direnme hükmünün yasa değişikliği nedeniyle sonuca bir etkisi olmayacağı dikkate alınarak bozma sebebi yapılmadığı-
Tenfizi talep edilen hakem kararı taraflar arasındaki -14.12.2010 tarihli- sözleşmeye ilişkin olup, New York Sözleşmesine taraf olan İsviçre'de verilmiş olduğundan, uyuşmazlığa tenfiz şartları bakımından Türkiye’nin de taraf olduğu “New York Sözleşmesi” hükümlerinin uygulanması gerektiği- Yabancı hakem kararlarının Türkiye’de icra edilebilmesi, tenfiz prosedürüne tabi olduğu-  New York Sözleşmesinin (V). maddesi uyarınca, mahkemenin, "hakem kararının konusunu teşkil eden uyuşmazlığın tanıma veya tenfiz istenilen ülkenin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olmaması"nı ve "hakem kararının kamu düzenine aykırı olması"nı re'sen dikkate almak zorunda olduğu- Taraflar arasında imzalanan sözleşmede, "tahkim yargılamasının Milletlerarası Ticaret Odası'nın Tahkim ve Uzlaşma Kuralları uyarınca yapılması" kararlaştırılmış olup, uyuşmazlıkların çözümünde görev alacak hakem veya hakemlerin sayısı konusunda bir düzenlemeye yer verilmediğinden, Milletlerarası Ticaret Odası Tahkim Kurallarının 12/3. maddesi uyarınca, taraflar, hakemlerin sayısını kararlaştırmamışsa, uyuşmazlığın üç hakem tayinini gerektirdiği kanısında olmadıkça, Divanın, tek hakem tayin edeceği-Sözleşme hükümleri uyarınca kabul edilen hesaplama yöntemi ile ilgili olarak değerlendirme yapılarken hakimin yararlandığı hukuk kaynaklarından olan doktrin, mukayeseli hukuk kuralları ve yabancı mahkeme kararlarına atıf yapılması, hakimin somut uyuşmazlığa taraflarca kararlaştırılan hukuk kurallarından başka hukuk kuralı uyguladığı sonucunu doğurmayacağı- Kararı vermiş bulunan hakem veya hakemlerin “tarafsızlığı” hakkında şüphe yaratacak unsurların bulunması, genel ahlaka ve kamu düzenine aykırılık sebebiyle hakem kararının tenfizini engelleyebilirse de, dava konusu uyuşmazlıkta hakemin tarafsızlık ve bağımsızlığını ortadan kaldıracak somut veriler ortaya konulmadan ve davalı tarafın bu hususa yönelik yaptığı itirazın ICC Divanı tarafından reddedildiği nazara alınmadan mahkemece “davacı firma Alman firması olup tek hakem olarak atanan hakemin ise İsviçre'nin Alman Kantonundan olduğu, bu durumun tarafların eşitliği ilkesine aykırılık teşkil ettiği” gerekçesiyle tenfiz talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Hakem kararının tenfizi davasında hakem kararının isabetli olup olmadığının yargılama konusu edilemeyeceği; davalının yıllarca pazarlamasını yaptığı bir ürünün güvenliği ile "ürün güvenliği dikkate alınmadan karar verildiğini, bu durumun Türk kamu düzenine aykırılık oluşturduğunu" itiraz olarak ileri sürmesinin MK'nın 2. maddesiyle bağdaşmayacağı, davalı tarafın bu ürünle ilgili sözleşme yapıp, bu sözleşme taraflar arasında uygulandığından ürün güvenliği ile ilgili itirazların yerinde görülmediği, Türk Rekabet Hukuku'nun emredici hükümlerinin ihlal edildiğine ilişkin savunanın tahkim kararının tenfizi davasında dinlenebilecek bir husus olmadığı, tahkim mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmeye İtalyan Hukuku'nun uygulanacağının kararlaştırıldığı, tahkim mahkemesi İtalyan Hukukuna göre sözleşmenin geçerliliği koşullarını değerlendirip hükmünü verdiğinden bu yöndeki savunma ve itirazların da yerinde görülmediği, hakem mahkemesince hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğine veya kamu düzenine aykırı olacak şekilde usul hatası yapıldığına dair bir veri bulunmadığı gerekçesiyle Newyork Sözleşmesi hükümleri ve MÖHUK 60. vd. maddeleri uyarınca davanın kabulü ile Milletlerarası Ticaret Odası Milletlerarası Tahkim Mahkemesinin, davanın tarafları arasında görülüp sonuçlandırılmış olan hakem kararının tenfizine karar verilmesi gerektiği-
Yabancı tahkim kararının yoklukla malul olduğunun tespiti, olmadığı taktirde iptali istemi ile açılan davaya asliye ticaret mahkemesinde bakılması gerektiği- 
Yabancı hakem kararına konu olan uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK'nın 4.maddesi kapsamında bir ticari dava olduğunun belirlenmesi halinde, tenfizin de, Asliye Ticaret Mahkemesinin, ticari dava olmadığı hallerde ise Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu-
  • kayıt gösteriliyor