"Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi Ön B. Formunda" yer alan; "...Bankamızdan yapılacak kredi kullanımları, krediyi kullanan bakımından borçlandırıcı işlemler olup bu Sözleşme tahtındaki krediler ticari kredilerdir..." yönündeki ibare gözetildiğinde, sözleşmenin ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesi olduğunun kabulü gerektiği- Ticari kredi nedeniyle tahsil edilen masrafların iadesi açısından dava ticari dava niteliğinde olduğu- Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olduğu- Davalı tarafından ticari kredi tahsis ve değerlendirme komisyonu adı altında tahsil edilen bedelin dayanağını teşkil edecek banka kayıtları getirtilerek, bahse konu tahsilatın niteliği araştırılarak, tahsilata dayanak kredinin tüketici kredisi mi ticari kredi mi olduğu hususunda bilirkişi raporu alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
01.07.2012 tarihinden sonra açılmış olan, 1163 s. Koop. K. mad. 99 uyarınca ticari dava niteliğini haiz davanın, yargı çevresinde asliye ticaret mahkemesi bulunmamakta ise, 6102 s. TTK'nın 5/4. maddesinde asliye hukuk mahkemesince davaya devam edilmesi ve görevsizlik kararı verilmemesi gerektiği açıkça öngörüldüğünden, bu davaya asliye hukuk mahkemesi olarak bakılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı- Genel kurulda 7. gündem maddesi ile klas farkından gelen gelirin, kooperatif ortak giderlerinde kullanılmasına karar verildiğinden 9. gündem maddesindeki ödemenin, kooperatife klas farkı ödemesi gereken üyelere yönelik olduğunun, kooperatifçe üyelere ödeme yapılması ile ilgisinin bulunmadığının kabulü gerektiği; genel kuruldan yaklaşık 20 gün sonra açılan işbu dava tarihi itibariyle tapuların henüz kooperatifçe üyelere verilmediği anlaşılmış olup, bu konuda herhangi bir iddia ileri sürülüp, delili sunulmamış olduğundan, mahkemece, davacının dairesine ödenecek şerefiye bedelinin kesinleştiği, bu miktarın güncellenmesine ilişkin istemin yerinde olmadığı, kesinleşen şerefiye bedelinin ise henüz tapular kooperatifçe üyelere verilmediğinden muaccel olmadığı gerekçesiyle, bu istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava hak sahibine davacı tarafça ödenen tutarın sözleşme gereğince davalıya rücuen tahsil istemine ilişkin olup taraflar arasındaki ilişkinin ticari nitelikte olması ve alacağın da bu ilişkiden kaynaklanması nedeniyle uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülmesi gerekeceği- Dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği (HMK. mad. 114/1-c; 115/2)-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Kooperatif tarafından davalı hakkında uygulanan para cezasının tahsili istemine ilişkin davanın ticaret mahkemesi görülmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Kooperatif üyeliğinin tespiti davasının ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken 6335 sayılı Kanun'un 2.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirildiği ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağının hükme bağlandığı, ancak 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtildiği; dava, dava dışı işçiye ödenen işçi alacaklarının her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hizmet alım sözleşmesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkin olması nedeniyle nispi ticari davadır ve asliye ticaret mahkemesi görevli olduğundan mahkemece, işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği- Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK' nın göreve ilişkin 7 ve 27. maddeleri hükümlerine uygun olarak gerekçede “görev yönünden dava dilekçesinin reddine”; hüküm fıkrasında "Mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine yer verilerek karar verilmesinin isabetsiz olduğu-