Yapılan temlik işlemine dayanan tarafın, temlik işleminin varlığını temlik işleminde bulunan kişiye, yapılan temlik sebebiyle de şahsi hak kazandığını borçluya karşı kanıtlaması gerekip, bu bakımdan, bu gibi davalarda yükleniciyle arsa sahipleri arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğu-
Davalılar murisi arsa sahiplerinden Ş.Ö. ile dava dışı yüklenici H.U. arasında 15.08.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahipleri yükleniciye üçüncü şahıslarla sözleşme yapabilme hususunda izin vermekle beraber bu sözleşmelerin kendilerini bağlamayacağını yükleniciyi bağlayacağını kararlaştırdıklarından, davalı ile davacı arasında dava konusu bağımsız bölümlerin devri hususunda bir taahhüt bulunmadığı- Davalının akidi olan H.U.’a verilen vekaletname gereğince dava konusu bağımsız bölümler aynı yüklenici tarafından üçüncü şahıslara devredildiği, davacının davalılardan talepte bulunabilmesi mümkün olmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği- 
Taraflar arasındaki karşılıklı alacak ve tazminat davaları-
Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi nedeniyle yüklenicinin temlikine dayalı olarak açılan davalarda yapılan inşaatlar devamlılık gösterdiğinden ve her an inşaatın fiziki oranında değişiklik olabileceğinden bu konuda açılmış iki ayrı davada önceki davanın sonraki dava için kesin hüküm oluşturmayacağı-
Somut uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa kapsamında bir uyuşmazlık olmadığı, davalı yüklenici tacir olup, arsa sahibi davacının tacir olmadığı, buna göre davanın 6102 sayılı TTK'nın 4/1. maddesinde belirtilen nispi ticari dava olmadığı, aynı maddede TBK'nın 470 vd. maddelerine atıf yapılmadığından, davanın mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı, buna göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu-
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa malikinin yüklenici aleyhine açmış bulunduğu akdin feshinin tespiti istemine ilişkin olup, bu haliyle taraflar arasındaki hukuki ilişki istisna (eser) sözleşmesi olup; 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un istisna sözleşmesinin konusunu oluşturan bu boyut ve ağırlıktaki ilişkilerde uygulanmasının hukuken ve fiilen mümkün olmadığı, davaya genel hükümlere göre (BK. m. 355 vd.) genel mahkemede bakılması yerine, Ankara Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlarının kesinleşeceği- Bozma kararına uymuş olan mahkemenin kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremeyeceği- Mahkemece, davacı vekilinin ecrimisil isteminin reddine yönelik hükme ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmekle davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu ve bu hususun kesinleştiği gözetilerek, davacının ecrimisil isteminin reddine yönelik yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
İşinin uzmanı sayılan yüklenicinin projelerdeki inşaat alanının miktarını bilmesi gerektiği, sözleşmenin hükümleri ile ihale dökümanı arasında çelişki veya farklılık olması durumunda ihale dökümanında yer alan hükümler esas alınacağından ihale dökümanı kapsamında yer alan projelerdeki miktara göre imalat yapılacağı, sözleşmede projeden daha az alan gösterilmesinin sonuca etkisi olmadığı-