Dosya içeriğine göre davacının davalı iş yerinde çalıştığının, brüt ücret miktarında uyumazlık bulunduğunun, fazla mesai ücreti, hafta tatili ve genel tatil ücret alacağının işveren elindeki kayıtlarla hesaplanması gerektiğinin, bu nedenle alacakların başlangıçta belirsiz olduğunun anlaşıldığı, açıkça belirli olmayan ve tartışmalı alacaklar ise kısmi eda külli tespit davası konusu yapılabileceğinden, mahkemece yazılı gerekçe ve yasaya aykırı olarak sürede verilmeden hukuki yarar şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacının davalı iş yerinde çalıştığı, taraflar arasında brüt ücret miktarında uyuşmazlık bulunduğu, kıdem ve ihbar tazminatlarının giydirilmiş ücret üzerinden, fazla mesai ücreti, genel tatili, hafta tatili ve izin alacağının işveren elindeki kayıtlarla hesaplanması gerektiği, bu nedenle alacakların başlangıçta belirsiz olduğu, açıkça belirli olmayan ve tartışmalı alacaklar ise kısmi eda külli tespit davası konusu yapılabileceğinden, mahkemece yazılı gerekçe ve yasaya aykırı olarak süre verilmeden hukuki yarar şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İş akdine belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle son verildiği savunulmuş olup, iş sözleşmesinin belirli süreli olarak yapılmasını gerektiren 4857 Sayılı Yasa'nın 11. maddesinin aradığı anlamda objektif bir neden bulunmadığı gibi ihale süresinin sona ermesi de iş akdinin feshedilebilmesi için haklı yada geçerli bir neden teşkil etmediğinden mahkemece davacının işe iadesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- Hizmet alım sözleşmesinin eki niteliğindeki belgelerin de getirtilerek, titiz bir araştırma yapılması, gerekirse konusunda uzman bilirkişilere işyerinde inceleme yetkisi de verilerek aldırılacak ayrıntılı rapor ile davacının yaptığı işin ihale teknik ve idari şartnameler kapsamında ve İş Kanunu 2. maddesinde belirtilen davalı şirkete verilebilecek işler kapsamında olup olmadığının tespit edilmesi, hizmet alım sözleşmesinin işçi temini niteliğinde olup olmadığı netleştirilmesi ve sonucuna göre davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Keşif yapılarak davacının yaptığı işin belirlenmesi, asıl iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadığının, davalı tarafından diğer davalıya yüklenen, ihale edilen bir hizmet bulunup bulunmadığı, kanuni yükümlülüklerden kaçınmak için davacının diğer davalı üzerinden sigortalı gösterilip gösterilmediğinin tespit edilerek, ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişlerince hazırlanan inceleme raporundaki muvazaa tespitine karşı İş Mahkemesinin dosyası ile muvazaa tespitine itiraz nedeniyle dava açılmış olup verilecek karar bu davanın da esasını etkileyeceğinden bu davanın neticesi de beklenip tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasında ücretin miktarı ve ücretin eki niteliğindeki ikramiyenin varlığı ihtilaflı olduğundan belirli alacaktan söz edilemeyeceği-
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatlaması erektiği- İşçinin imzasını taşıyan bordroların sahteliği ortaya konmadıkça ya da aksi aynı kıymetteki yazılı delillerle ispat edilmedikçe bu bordrolardaki fazla çalışma karşılığının ödendiği kabul edileceği; işyerine giriş çıkış kayıtları vb. belgelerin fazla çalışmayı ispat vasıtası olduğu; yazılı belge bulunmaması halinde ise tanık anlatımlarına göre değerlendirme yapılması gerektiği- Davacı imzasını içeren bordrolar olmasına rağmen davacı tarafça bir kısım irsaliyeler sunularak fazla çalışmanın bordrolarda gösterilen tutarları aştığı, bordrolara itibar edilemeyeceği ileri sürüldüğünden mahkemece davacının sunduğu irsaliyeler ve diğer tüm işyeri belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bordrolar üzerindeki şüphenin kaldırılması ve bordrolarda gösterilenden daha fazla çalışma yapıldığı belirtilen yazılı belgelerden tespit edilirse hüküm altına alınması gerektiği- Mahkemece kabul kararı verilen yıllık izin ücreti,işçilik ücreti, yemek bedeli ve fazla mesai ücreti bakımından toplam tutarlara dava tarihinden faiz işletilmesi gerektiği- Dosya kapsamında ifadelerine başvurulan taraf tanıklarının anlatımları gerekse dosyada bulunan ticari vekillik sözleşmesi metni davalılar arasındaki ilişkinin niteliği hakkında şüphe oluşturduğundan araştırma yapılarak davalılar arasındaki ilişkinin devir olgusuna mı, yoksa asıl – alt işveren ilişkisine mi, veyahut muvazaaya mı dayandığı belirlenmesi ve sonuca göre işçilik alacakları hakkında hüküm kurulması gerektiği-
Somut olayda, davacının çalıştırıldığı ihale şartnameleri incelendiğinde temizlik ulaştırma, büro işleri için işçilik hizmet alımı yapıldığının sabit olduğu, mahkemece davacının davalının kadrolu işçileri ile birlikte aynı işte çalıştığı asıl –alt işveren ilişkisinin varlığı kabul edilmekle birlikte eşit işe eşit işlem borcu nedeniyle emsal olduğu kabul edilen işçi ücretlerinin baz alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile emsal işçi ücretlerine göre yapılan hesaplamaya itibarla hüküm kurulduğu, ancak yapılan araştırmanın eksik olup hüküm kurmaya yeterli olmadığı, mahkemece muvazaanın varlığı kabul edilmemiş olmakla birlikte, alt işveren-asıl işveren ilişkisinde emsal ücrete itibarla karar verilmiş ise de, aynı işi yapan alt işveren ve asıl işveren işçisi yoksa eşit işlem borcundan da söz edilemeyeceği hususunun karar verilirken gözden kaçırıldığı-
Somut olayda, davacının çalıştığı ihale şartnameleri incelendiğinde temizlik ulaştırma, büro işleri için işçilik hizmet alımı yapıldığının sabit olduğu, mahkemece davacının davalının kadrolu işçileri ile birlikte aynı işte çalıştığı asıl –alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile emsal işçi ücretlerine göre yapılan hesaplamaya itibarla hüküm kurulduğu, ancak yapılan araştırmanın eksik olup hüküm kurmaya yeterli olmadığı, muvazaa araştırması yapılırken, hizmet alımının sadece işçi teminine yönelik olup olmadığı, personel seçiminin ve sorumluluğunun, vardiyalarının düzenlenmesinin yükleniciye ait olup olmadığı, alt işverenin hukuki ve ekonomik olarak bağımsız bir organizasyona sahip olup olmadığı, davacının bizzat işi birlikte yaptığı kadrolu işçilerin olup olmadığı belirlenerek muvazaa konusunda bir karar verilmesi gerektiği, muvazaanın varlığının tespiti durumunda, davacıyla aynı işi yapan emsal işçi olup olmadığının araştırılması, farklı işlerde çalışmış ise her dönem için ayrı emsal işçinin varlığının belirlenmesi, emsal işçinin birebir tespiti durumunda emsal ücret olarak ücretlerinin dikkate alınması, ancak birebir aynı işi yapan işçi yoksa diğer işçilerin emsal işçi olmasının ve ücretinin emsal ücret olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle bu dönem için davacının alt işveren üzerinden gösterildiği ücret seviyesinden alacakların hesaplanması gerektiğinin gözönünde tutulması, muvazaanın tespit edilmemesi durumunda ise bildirilen ücret üzerinden hesap yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği, asıl işveren işçilerin davacı gibi hizmet alımı yapılan işveren işçilerine verdikleri talimatın muvazaanın varlığını göstermediği, işin yürütümünün gözetimi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği hususuna da karar verirken dikkat edilmesi gerekeceği-
Davalı Bakanlığın asıl işini alt işverene vermesinin mümkün olduğu ancak bir iş verilmeyip sadece işçi temini söz konusu olduğunda artık asıl-alt işveren ilişkisinden söz etmenin mümkün olmadığı, bu itibarla mahkemece davacının çalıştığı Giresun Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü işyerinde keşif yapılarak davalı Bakanlığın kendi elemanlarının burada çalışıp çalışmadığının tespit edilmesi gerektiği, işyerinde davalı Bakanlığa ait elemanların çalıştığının tespiti halinde yaptıkları iş gözetilerek davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya mı, asıl işveren -alt işveren ilişkisine mi dayandığı kesin olarak belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-