Resmi sicillerin, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturacağı, sicil tashih edilmedikçe içeriği ile amel olunacağı (TMK. mad. 7) ve resmi sicillere aykırı düşecek şekilde karar oluşturulamayacağı, çocukla ilgili kayıt düzeltilmediğine göre, sicilin içeriği doğru kabul edilerek, velayetinin düzenlenmesi gerektiği-
Resmi sıcil ve senetlerin, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturacağı, bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatının -kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça- her hangi bir şekle bağlı olmadığından, bu yön gözetilmeden "davanın resmi belge dışındaki delillerle ispat edilemeyeceğinden" bahisle davanın reddinin isabetsiz olduğu-
Hilenin her türlü delille isbat edilebileceği; iptal hakkının kullanılmasının ise hiç bir şekle bağlı olmadığı- Bir kimsenin mamelekinin tamamını teşkil edecek oranda ve aynı anda satış yapmasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil edeceği-
Satış bedeli (semen) satışın asli unsurlarından birisi olup; semen ödeneceği düşüncesi uyandırılarak taşınmazın mülkiyetinin naklinin sağlanması ve ondan sonra semenin ödenmemiş olmasının iradeyi fesada uğratan sebeplerin gerçekleştiğinin kabulünü gerektireceği-
Kayıt düzeltme davaları zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmadığı gibi, resmi sicil ve senetlerin içeriğinin doğru olmadığının ispatının da, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı olmadığı, öyleyse, tarafların delilleri toplanarak, bu çerçevede değerlendirilip, hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Davacının ... tarihinde evlenmediğinin ve bunun nüfus müdürlüğünce sehven bildirildiğinin de nüfus müdürlüğünün yazısı ile anlaşıldığı, bu durumda resmi sicil ve senetlerin, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturacağı-
Mahkemece yapılacak işin; davacının nüfustaki “ölü” kaydına dayanarak varsa ölüme bağlı hakları kullanacak olan mirasçılarına, mirasçılarının tespit edilmemesi halinde “mirasçı bırakmaksızın ölmüş olanın mirasının Devlete geçeceği” gözetilerek, Hazine’ye husumet yöneltilmesi, göstermeleri halinde delillerinin toplanması, ölüm tutanağını düzenleyip ölümü nüfusa bildiren köy muhtarının ve tutanak tanıklarının araştırılıp, tutanak içeriğiyle ilgili bilgilerine başvurulması, davacı nüfusta “ölü” olduğu halde, ölüm tarihinden sonra davacı adına kimlik tanzim edilip edilmediğinin nüfus idaresinden sorulması, davacının sosyal güvenlik kurumunda tescil kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması, burada kaydı yoksa “yeşil karttan” yararlanıp yararlanmadığının da araştırılarak tüm deliller birlikte değerlendirilip, hasıl olacak sonucuna göre hüküm kurulması olduğu-
Nüfus kaydının iptali istenenlerin babalarının ölü olduğu ve mirasçılarının davaya dahil edilmediğinin anlaşıldığı, nüfus kaydındaki düzeltmeyle mirasçılık ve soybağı etkilenecek olan kişiler davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği, resmi kayıtların aksinin ispatının her türlü delille mümkün olduğu-
Davacının nüfus kaydında adı bulunan aynı anneden doğan iki çocuk arasındaki 4 ay 24 günlük tıbben mümkün olamayan fark nazara alındığında, davacı iddiasını ispatlamış olup; yeniden araştırma yapılmasını gerektirir bir yön bulunmadığı-
Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusu olup, taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşmenin bağlayıcı sayılamayacağı, aldatılan tarafın hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırabileceği ve verdiği şeyi geri isteyebileceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor