Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava açma hakkının murisin ölümüyle ortaya çıktığı, Kadastro Yasasında öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanmasında murisin ölüm tarihinin büyük önem taşıdığı-Davacının hakkı miras bırakanın ölümü ile doğduğu, muris hayatta iken böyle bir iptal davası açmaya hakkı olmadığı-3402 sayılı yasanın l2/3 maddesinin uygulanabilmesi için iki koşulun bir arada bulunmasının zorunlu olduğu, öncelikle davacıların tapulama öncesi dayanacakları bir haklarının doğmuş olması ve murisin tespit tarihinden önce ölmüş olması gerektiği-On yıllık hak düşürücü sürenin tespitin kesinleşme tarihinden itibaren hesaplanacağı-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine-
E.tmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil istemlerine-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payları oranında tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis isteğine-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine-
Dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın tapuda kayıtlı iken 1972 yılında haricen satılıp devredildiğine, tapulu taşınmazların satışının TMK'nın 706/1, 6098 sayılı TBK'nın 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26, Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddesi gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, satış işlemi resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağına göre, tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre geçersiz sözleşmelerde, akdin geçersizliği sebebiyle her iki taraf verdiğini geri alabileceği, davacı; TMK'nun 995. maddesi uyarınca satış bedeli ödeninceye kadar hapis hakkına sahip olup, bu satış bedeli ödeninceye kadar aynı zamanda taşınmazdan yararlanabileceği- Satıcı geçerli bir sözleşme yapmadığı takdirde aldığı satış bedelini geri vermeye mecbur olduğu, bu nedenle alıcı, satıcının ferağ vermesini isteyeceği, ferağ verme yönündeki ümidi kesildiği tarihte, verdiği parayı isteme hakkı doğacağı, işte satış parasının geri verilmesi davalarında zamanaşımının başlangıcı bu ümidin kesildiği veya satışın yapılmasının imkan dahilinden çıktığı ya da tapuda devir yapma olanağının ortadan kalktığı tarih olduğu-
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu; muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği , ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği; bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteğine-