Akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin bağışlama hükmünde olup iptale tabi olması gerektiği- Dava konusu taşınmazın borçlu vekili tarafından gezdirilmesi, borçlu vekilinin, keşif ve bilirkişi raporu sunulduktan sonra, diğer davalının vekili olarak da vekalet sunarak savunma yapması ve "borçlunun varlıklı bir insan olarak tanındığını ve taşınmazın yatırım amaçlı alındığını" belirtmesi, satışı yapılan taşınmazın ise keşif tarihinde yani on aydır boş olması gözetildiğinde, borçlu ile bu davalı arasındaki tasarrufun da İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi olup olmadığının tartışılması gerektiği-
Davacı banka ile davalı borçlu arasında imzalanan kredi sözleşmesinin tarihinin borcun doğum tarihi olarak kabul edilmesi gerekeceği, bunun yerine borcun doğumunun hesap kat'inin gerçekleştirildiği tarih olarak kabul edilemeyeceği- İptale konu tasarrufun borçlunun üçüncü kişi kardeşinin eşine olan borcuna karşılık yapılmış olmasının İİK.nun 279/2 maddesine aykırı olacağı, ayrıca borçlu ile üçüncü kişinin kardeş olması nedeniyle aralarındaki tasarrufun İİK 278/3-1 kapsamında iyiniyet ve bedel farkına bakılmaksızın bağışlama hükmünde olup iptale tabi olacağı, İİK 280/1-2 madde kapsamında da davalı üçüncü kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun iptale tabi olacağı-
Davalı borçlu şirketin yerleşim yerinde haciz işlemi yapıldığına ilişkin takip dosyasında veya dava dosyasında haciz tutanağının bulunmadığından, adına kayıtlı taşınmaz ve taşıtların bulunmasına karşın, borca yeter olup olmadığının belirlenmediğinden ve davacı tarafından dosyaya kati aciz belgesinin ibraz edilmediğinden davalı borçlu şirket yönünden açılan iptalin davanın reddedilmesi, buna karşın; diğer borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, saptanan ve bilinen adreslerinde icraca yapılan hacizlerde borçlunun haczi kabil malının bulunmadığının anlaşılmış olması veya tespit edilen mallarının borca yeter olmadığı belirlenmiş ise bu takdirde aciz halinin gerçekleşmiş sayılacağı- Tapuda gösterilen satış bedeli ile tasarruf tarihindeki gerçek değeri arasında mislini aşan değer farkının bulunması (İİK 278/III-2) ve davalının tapu dışında ödeme olarak ileri sürdüğü hesap hareketlerinin tasarruf tarihinden önceki bir tarih olması ve taşınmaz satışına yönelik olduğunun ispat edilememesi dikkate alındığında, bu tasarrufun iptale tabi olduğu-
Borçlu şirketin muhasebecisinin kardeşi olan 4. kişinin, hayatın olağan akışına göre, borçlu davalı şirketin mali durumu ile alacaklılara zarara verme kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden sayılacağı-
Antalya ili Korkuteli ilçesinde yer alan taşınmazın çok kısa sürelerle el değiştirmesinin, tasarrufun iptali davasının açılma tarihinden 1 gün sonra davalı 3. kişi tarafından elden çıkarılmasının, davalı borçlu adına hareketle taşınmazı satacak kişi ile davalı 3. kişi adına taşınmazı satın alacak kişiye verilen vekaletnamelerin aynı Noterlikte, aynı gün ve birbirini takip eden yevmiye numaraları ile tanzim edilmesinin ve taşınmazın ilk satışından sonra 2 yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen, davalı 3. kişi adına taşınmazı satacak kişi olarak ilk satışta borçlu vekili olarak hareket eden kişiye verilen vekaletname ile davalı 3. kişinin vekili olarak görevlendirilmesinin, hayatın olağan akışına aykırı düşeceği ve bu durumda, davalı 3. kişinin, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle (İİK. mad. 280/I) tasarrufun iptali gerektiği- Yargıtay'ca verilen bozma kararından sonra aciz vesikasının ibraz edilmesi halinde, iptal davasının görülebilme koşulu olan bu hususun tamamlandığının kabul edileceği-
Üçüncü kişinin, aynı tarihli satış sözleşmeleriyle borçlunun ticari nitelikli iki aracını, kasko satış değerinden daha düşük bir bedelle satın aldığı, borçlu şirkete ait bir çok aracın da borcun doğum tarihinden sonra başka şirketlere satıldığı anlaşıldığından, tasarrufun iptaline konu olan araçların ticari mahiyette olduğu dikkate alınarak, mülkiyetleri borçlu şirket ortaklarına ait olsa da vergilerin kim tarafından ödendiği, şirket defterlerinde araçlarla ilgili kayıt bulunup bulunmadığı araştırılarak, İİK.nun 280/son maddesi göz önünde bulundurulmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, noter satışlarından sonra haciz konulduğu, mülkiyetin satışla üçüncü kişiye geçtiği gerekçesiyle istihkak iddiasının kabulü ve iptali davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Borçlunun evinde haciz yapılan hacizde 1.750,00 TL lik ev eşyasının haczedildiği, borçlunun başka haczi kabil malının bulunmadığı belirtilmiş ve bu belge İİK. mad. 105 anlamında geçici aciz belgesi ola­rak kabul edilmiş ise de; borçlu adına kayıtlı 8 araç ve 8 adet taşınmaz bu­lunduğu, alacaklı tarafından borçlunun söz konusu malları üzerinde haciz ve kıymet takdiri işlemlerinin yapılmadığı anlaşıldığından, mahkemece bunlar yönünden kıymet takdiri yaptırılarak üzerindeki haciz tarihleri ve miktarları ve halen geçerli olup olmadıkları tespit edilerek borçlunun aciz halinde olup olmadığı, borçlunun mevcut malvarlığının dava konusu icra dosyasındaki alacak ve fer'ileri karşılayıp kar­şılamadığının tespiti, eğer borçlunun mevcut malvarlığı bunu karşılamaya yeterli ise davanın önşart yokluğundan red­dine, karşılamaması halinde ise, söz konusu haciz tutanağının İİK. 105 anlamında "geçici aciz belgesi" olarak kabulü ile davalılar arasındaki dava konusu tasar­rufların iptaline karar verilmesi gerektiği- Borçlu ile kardeşi arasındaki tasarrufun İİK 278/3-1 madde gereğince bağış­lama niteliğinde olup batıl olduğu; İİK. mad. 280 gereğince de, davalı üçüncü kişinin borçlunun kardeşi olması nedeniyle onun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu; satış bedelinin rayiç değeri altında olması nedeniyle tasarrufun İİK. mad. 278/2 gereğince de iptale tabi olduğu-
Davalı üçüncü kişinin, işvereni olan borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu- Borçlu şirketin dava konusu taşıtlarını işçilerine satışına ilişkin tasarrufun iptali davasında, davalıya satılan aracın dava dışı başka bir kişiye devredilmesi nedeniyle eldeki davanın aracın elden çıkarıldığı tarihteki gerçek değeri oranında bedele dönüştürülmesi talebi gözetilmeden yazılı şekilde tasarrufun iptali kararı verilemeyeceği- Tasarrufun iptali davalarında, vekalet ücretinin, takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerektiği-
Yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunduğu, İİK'nın 278/III-2. maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğu, 3. kişi tarafından ta­şınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığı, satış tarihinden 1 yıldan fazla süre önceki tarihli banka havale belgelerinin olağan hayat tecrübelerinin gerek­leri göz önüne alındığında dava konusu taşınmaza ilişkin bir ödeme olarak değerlendirilemeyeceği, edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceğine ve davalı N.ye G. K. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerekeceği-