Takip borçlusu tarafından şikayetçiye gönderilen ihtarname ile "taşınmazın borçlu tarafından satın alındığının ve eksik ödenen kira bedellerinin borçluya ödenmesi gerektiğinin" bildirildiği, yine borçlu tarafından anılan kira sözleşmesine dayalı olarak şikayetçi hakkında Örnek 13 takip başlatılarak eksik ödenen kira bedellerinin tahsilinin talep edildiği, şikayetçi tarafından yapılan itiraz üzerine borçlu tarafından açılan itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi davasının icra mahkemesinin kararı ile reddedildiği ve bu kararın kesinleştiği, yine borçlu tarafından şikayetçi aleyhine açılan kira bedelinin tespiti ve kiralananın tahliyesi davasının sulh hukuk mahkemesinin kararı ile tahliye talebi yönünden reddedildiği, borçlu tarafından şikayetçiye gönderilen bir diğer ihtarname ile; "anılan kira sözleşmesinde yer alan sürenin dolduğunun ve sözleşmenin yenilenmeyeceğinin" bildirildiği görüldüğünden, ihtarname, icra takip dosyası ve mahkeme kararlarının, hacizden ve hatta takipten önceki tarihli olması nedeniyle üçüncü kişinin şikayetinin kabulü gerektiği (İİK m. 135/2)-
Tapu siciline şerh edilmiş olan 02.08.2019 tarihli tedbir kararı iradî devirleri önlemeye yönelik olup, bu tarihten sonra anılan tedbir kararını açıklayıcı nitelikte olan ve aynı mahkemece ihalenin yapıldığı icra dosyasına gönderilen 22.04.2022 tarihli müzekkerenin de geçmişe etkili olarak tedbir kararının mahiyetini değiştirmeyeceği, borçlunun eşinin açtığı boşanma davasında ihaleden önce ihalenin yapılmaması ya da tescile engel bir tedbir kararı verilmediği, anlaşılmıştır-
Kural olarak, haksız dava açan veya haksız olarak aleyhine dava açılmasına sebebiyet veren kişi, bütün yargılama giderlerinden sorumlu olacaktır. Ancak, kusuru olmaksızın hakkında dava açılan ve aleyhine hüküm verilen tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı- Şikayet eden kişinin şikayet etme hukuki ehliyetinin olmasının yanında şikayette hukuki yararında olması gerekeceği- Şikayet sonucunda verilen karar işlemin konusu veya olaya aykırı olarak yapılmasına neden olan kişi aleyhine iş ve yargılama giderlerinden sorumlu olacağı-
İhale sonrası mülkiyetin ihale alıcısına geçmesi için, ihalenin kesinleşmiş olması ve ihale bedelinin ödenmiş olması gerektiği- İhalenin kesinleşmesi üzerine icra müdürü, taşınmazın alıcı adına tescili için tapuya yazı yazacağı- İcra müdürlüğünün yasanın amir hükmüne aykırı davranışının bir hakkın yerine getirilmemesi nedeniyle süresiz şikayete tabi olduğu- Şikayetçinin taşınmazın adına tescilini talep ettiği tarihte süresinde açılmış ihalenin feshi davası olduğundan ve kesinleşmiş bir ihale bulunmadığından icra müdürlüğünün taşınmazın tescil işleminin tedbiren durdurulması yönündeki kararının yerinde olduğu-
İhale tarihinden sonra verilmiş ve kesinleşmiş menfi tespit kararı, kesinleşen ihalenin hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmayacağından, icra müdürünün kesinleşen ihale karşısında tescil işlemlerinden kaçınamayacağı- İhalenin alacağa mahsuben gerçekleştiği, takibe konu alacağın ise bulunmadığının kesinleşen menfi tespit davası ile tespit edildiği nazara alındığında; ihale bedelinin tamamen yatırılması halinde taşınmazın alıcı adına tescili mümkün olup, şikayetçi tarafından ihale bedelinin dosyaya yatırılmamış olduğundan icra müdürlüğünce şikayetçinin tescil talebinin reddine karar verilmesinin doğru görüldüğü-
Sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşmelerden olan uzun süreli kira sözleşmesinin süresinden önce feshi halinde, peşin ödenen yabancı para cinsinden olan kira bedelinin fesihten sonraki süreye ilişkin olan kısmının kiraya veren tarafından kiracıya iadesi gerektiği- Yabancı para cinsinden olan kira bedelinden kullanımın olmadığı fesihten sonraki süreye isabet eden kısmının iadesinde döviz cinsinden veya Türk Lirası üzerinden talepte bulunulabileceği- Kiracının, yabancı para cinsinden aynen iade talep etmeyip Türk Lirası üzerinden denkleştirici adalet ilkesine göre talep ettiğinde kullanılmayan süreye isabet eden ve iadesi gereken kira tutarının milli para cinsinden karşılığının yatırım araçlarını bir arada barındıran denkleştirici adalet ilkesi gereğince (enflasyon, üfe, tüfe, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretleri gibi ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle) fesih tarihinde ulaştığı miktar üzerinden hüküm kurulmasının isabetli olduğu- Dava konusu kiralananın bulunduğu tahsisli alanın ihale ile alınması sonucu olarak davalı şirketin TBK 310 uyarınca yasal olarak sözleşmenin tarafı haline geldiği-
Üçüncü kişinin icra mahkemesinde, taşınmazı hacizden (ya da ipotekten) önceki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akde dayanarak işgal etmekte olduğunu ispat etmekle yükümlü olduğu- Üçüncü kişi, taşınmazı işgal etmekte haklı bulunduğunu, hacizden (ya da ipotekten) önce yapılmış resmi bir belge ile (örneğin; kiracı olduğunu hacizden -ya da ipotekte- önce tapuya şerh verilmiş bir kira sözleşmesi ya da hacizden -ya da ipotekten- önce noterde düzenlenmiş veya onaylanmış bir kira sözleşmesi ile) ispat ederse, icra mahkemesinin "tahliye emrinin iptaline" karar vermesi gerekeceği- Şikayete konu taşınmazda tesis edilen ipotek tarihinin, şikayetçi 3. kişi tarafından sunulan kira sözleşmesinin tarihinden eski olduğu anlaşıldığından, mahkemece şikayetin reddi yönünde hüküm tesisinin gerekeceği-
Üçüncü kişinin icra mahkemesinde, taşınmazı hacizden önceki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akde dayanarak işgal etmekte olduğunu ispat etmekle yükümlü olduğu (m.135,Il c.1), üçüncü kişi taşınmazı işgal etmekte haklı bulunduğunu hacizden (ya da ipotekten) önce yapılmış resmi bir belge ile örneğin; kiracı olduğunu hacizden önce tapuya şerh verilmiş bir kira sözleşmesi ya da hacizden önce noterde düzenlenmiş veya onaylanmış bir kira sözleşmesi ile ispat ederse, icra mahkemesinin tahliye emrinin iptaline karar vereceği- Taşınmaz üzerindeki haczin 18.06.2019 tarihinde tescil edilmiş olduğu, tahliyesi istenen taşınmaza ilişkin belgenin adi yazılı kira sözleşmesi olduğu, tapuya şerh edilmediği, kira ilişkisinin hacizden önce noterde düzenlenmiş veya onaylanmış bir kira sözleşmesi ile de ispat edilemediği gerekçesi ile ispatlanamayan şikayetin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Şikayete konu taşınmazın tapu kaydı üzerine kira sözleşmesi şerh edildiği, kira sözleşmesinde kiracı şikayetçiye kira sözleşmesine yer alan süre ile sınırlı olmak üzere kiraya verilebileceğinin belirtildiği, şikayetçi tarafından taşınmazın İİK 135/2. maddesinde düzenlenmiş resmi bir belge ile akde dayalı olarak oturduğu, o halde ilk derece mahkemesinin tahliye emrinin iptaline ilişkin kararının isabetli olduğu-
Kira sözleşmesinin takip dayanağı ipotek tarihinden sonra düzenlendiği, kaldı ki şikayetçi tarafından sunulan kira sözleşmesinin adi nitelikte olduğu, şikayetçi üçüncü kişinin İİK.'nin 135/2. maddesinde düzenlenen resmi nitelikte bir belge ile iddiasını ispat edemediği, ayrıca ihale alıcısı taşınmazı ihaleden sonra bir başkasına devrederse, birinci alıcının haklarına halef olan yeni malikin İİK.'nin 135/2.maddesi hükmüne göre tescil tarihinden itibaren bir kira dönemi süresi içerisinde taşınmazın tahliyesini talep edebileceğinden gönderilen tahliye emrinin iptali isteminin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-