«Uyuşmazlığın yargılama ile çözülebileceğini» saptayan icra mahkemesinin, bu nedenle verdiği «görevsizlik kararı»nın gerçekte «itirazın kaldırılması isteminin reddi» niteliğinde bir karar olduğu, HUMK’nun 193. (şimdi; HMK. 20/1) maddesi anlamında bir «görevsizlik kararı» olmadığından, daha sonra on günlük (şimdi iki haftalık) yasal süreden istifade edilerek bu davaya asliye hukuk mahkemesinde devam edilemeyeceği–
Hakkında takas istenen kimsenin, takası kabul etmemesinin, takasa engel olmayacağı–
Yönetici seçiminin usulüne uygun olup olmadığını incelemenin icra mahkemesinin (tetkik merciinin) görevine girmediği-
İcra mahkemesinin (tetkik merciinin), ticari defterler üzerinde inceleme yaparak uyuşmazlığı çözemeyeceği (uyuşmazlığı bu şekilde çözmenin icra mahkemesinin «tetkik merciinin» görevi dışında olduğu)-
Alacaklının -743 sayılı Medeni Kanunun yürürlükte olduğu dönemde yapılmış olan işlemlerle ilgili olarak- MK.mad.169’a dayanarak ileri sürdüğü «itirazın kaldırılması» isteğinin icra mahkemesince (tetkik merciince) yerinde görülmesi halinde «görevsizlik kararı» verilemeyeceği, «itirazın kaldırılması isteğinin reddine» karar verilmesi gerekeceği-
Riskin vâdeden önce doğduğunun ve teminat mektubu bedelinin ödenmesinin gerekip gerekmediği konusundaki uyuşmazlığın çözümünün yargılama yapılmasına bağlı olduğu (Bu durumda, icra mahkemesince «tetkik merciince» «görevsizlik kararı» değil, «alacaklının itirazın kaldırılması isteğinin reddine» ya da «borçlunun itirazının kabulü» şeklinde karar verilmesi gerekeceği)-
«Kesinleşmiş işletme projesi» veya «kat malikleri kurulu»nun ‘işletme giderleri’ ile ilgili olmayan kararlarının ilâmsız takip konusu yapılamayacağı (bu durumda, icra mahkemesince «tetkik merciince» «borçlunun itirazının kabulüne» şeklinde karar verilmesi gerekeceği)-
Senedin düzenlendiği tarihte, «borçlunun ehliyetsiz olduğu» hususunun süresiz şikâyet yolu ile icra mahkemesine bildirilmesi gerekeceği, bu hususun kamu düzeni ile ilgili bulunduğu–
3533 sayılı Mecburi Tahkim Kanununun kapsamına sadece mahkemelerdeki «dava»ların girdiği, bu kanunun «icra takiplerini» ve «icra mahkemesindeki (tetkik merciindeki) davalar»ı kapsamadığı–