Mahkemece, ihtiyati hacze konu bononun taraflarının tacir olmadığının açık olması karşısında, bonoda belirtilen yetki sözleşmesinin talep tarihi itibariyle geçersiz olduğu ve yetki itirazının yerinde olduğu gözetilerek ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Çekten kaynaklanan borcun alacaklısının, borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yeri çekin keşide yeri veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabileceği- Muhatap bankaya ibraz edilen ve karşılıksız kalan çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazandığından, HMK. mad. 10 gereğince ifa yeri olarak TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline geleceği-
Krediyi kullandıran Bankanın Ağrı Şubesi olduğu ve borçluların yerleşim yerlerinin de Ağrı olduğu hususları göz önünde bulundurularak ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati hacze konu alacağın kesin olarak ispatı gerekmeyip, yaklaşık ispatın yeterli olduğu, dolayısıyla senette tahrifat yapıldığı yönündeki itirazın İİK'nın 265/1. maddesindeki sınırlı itiraz sebepleri arasında bulunmadığı, ancak ileride açılacak bir menfi tespit davasının konusu olabileceğinin nazara alınmaması yerinde olmadığı gibi, infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesinin de doğru olmadığı-
Mahkemece, kısa kararda ihtiyati haciz isteyen bankanın senet arkasında hamil olduğunu gösterir cirosunun bulunmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği belirtilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ‘İİK’nın 257 ve sonraki ilgili maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleştiği ve bu istemin yerinde olduğu gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmek suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt oluşturur şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
İlama dayalı alacaklının ilamlı takip süreci başlatmadan ihtiyati haciz ile alacağının güvence altına alınmasını talep etmesinde hukukî yararının bulunduğu-
Talebin, ihtiyati haciz istemine ilişkin olduğu - Vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceğinin ihtiyati haczin koşullarından biri olduğu - Alacaklının, alacağın varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemede olumlu şekilde kanaat uyandırmasının gerekli ve yeterli olduğu, buradaki ispatın asıl davadaki gibi tam bir ispat değil yaklaşık ispat olduğu - Talep dilekçesine ekli belgelerden ihtiyati haciz talep eden banka ile karşı taraf şirket arasında genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, diğer gerçek kişilerin de kredi sözleşmesinin müşterek ve müteselsil kefili oldukları, talep eden tarafından hesabın kat edilerek karşı taraflara ihtarname gönderildiğinden mahkemece talep ve ekli belgeler uyarınca bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği -
Dosya kapsamından, asıl borçlu şirket ile ihtiyati hacze itiraz eden şirket ortaklarının farklı olduğu, şirket merkezlerinin ve adreslerinin aynı olmadığı, asıl borçlu şirketin taşınmazı ile aracının ihale ve icra yoluyla ihtiyati hacze itiraz eden şirket tarafından satın alındığı anlaşıldığından, mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları karşısında tüzel kişilik perdesinin kaldırılması noktasında yaklaşık ispatın gerçekleşmediği göz önüne alınarak, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bütün bu hususlar değerlendirilmeden yazılı şekilde ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhtiyati haciz istemine konu bononun teminat senedi olduğu, talepte bulunan Faktoring şirketi vekilince de ilgili Yönetmeliğin 8/2.maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiğini gösteren bilgi ve belgelerin dilekçe ekinde sunulmadığı anlaşıldığından, talebin reddine ilişkin verilen kararın isabetli olduğu-