Hakkında “gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu”ndan dolayı şikayette bulunulan ayrıca İİK.’nun 89/IV maddesi uyarınca tazminat talep edilen sanığın duruşma sırasında ölmesi üzerine, mahkemece açılan ceza davası yönünden “davanın düşürülmesine” karar verilmesi, buna karşın talep edilen tazminat yönünden mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanmasından sonra, tazminat hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilebileceği-
Sanığın üzerine atılı suçtan dolayı yapılan yargılamada, şikayetçi veya vekilinin kabul edilen mazeretleri dışında duruşmalara katılmaları zorunlu olup, mahkemece yapılan yargılama sırasında düzenlenen duruşma tutanağının incelenmesinden “şikayetçi veya vekilinin oturuma katılıp katılmadığının anlaşılamaması karşısında”, anılan tarihteki duruşmaya şikayetçi veya vekilinin iştirak edip etmediği usulüne uygun olarak araştırılarak, katılmadığının belirlenmesi halinde “şikayetçinin şikayet hakkının düşürülmesine” karar verilmesi gerekeceği-
“Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu” nun işlendiği tarihin, üçüncü kişiye birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olmayıp, birinci haciz ihbarnamesine üçüncü kişi tarafından itiraz edildiği tarih olduğu, bu nedenle de mahkemece “tazminatın başlangıç tarihi”nin bu tarih olarak kabul edilmesi gerekeceği-
"Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu"nun işlendiği tarihin, üçüncü kişiye haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olmayıp, birinci haciz ihbarnamesine üçüncü kişi tarafından itiraz edildiği tarih olduğu, bu nedenle de mahkemece "tazminatın başlangıç tarihi" nin bu tarih olarak kabul edilmesi gerekeceği-
İİK.’nun 89/IV maddesindeki düzenleme karşısında “haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu” iddiası nedeniyle, üçüncü kişinin cezalandırılması isteğinin, “cezanın kişiselliği” prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olduğundan, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekeceği; ceza verilememesi halinin, tazminata hükmedilmesinden bağımsız bir konu olduğu ve tazminat yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı-
İİK.’nun 352/II maddesi uyarınca “takibi şikayete bağlı suçlarda dava ve cezanın 354. maddede yazılı sebeplerle düşeceği” nin kararda belirtilmesi gerekeceği-
Mahkemece yapılan araştırma sonunda; sanığın mal beyanında bildirmediği aracın değerinin, üzerindeki hacizli dosya alacaklarının miktarı göz önüne alındığında borcu karşılamaktan uzak olduğunun anlaşılması karşısında, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmadığının kabulü gerekeceği-
Sanığın mal beyanında bildirmediği taşınmazı/aracı üzerinde haciz ve rehinler bulunduğunun anlaşılması halinde, taşınmazın/aracın değeri ile üzerindeki haciz ve rehin bulunan dosyaların alacak miktarları belirlenerek, taşınmazın/aracın, bu dosya borcu yönünden alacaklıyı tatmin edebilecek miktarda bir paranın kalıp kalmayacağı yönünde bir araştırma yapılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerekeceği-
İcra müdürlüğünde işlem yaptıran alacaklı-şikayetinin, sanıkların üzerlerine atılan “gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu” nu işlediğini öğrenmiş olacağı, İİK.’nun 347. maddesinde belirtilen üç aylık süre geçtikten sonra şikayette bulunması halinde, mahkemece “şikayetçinin şikayet hakkının düşürülmesine” karar verilmesi gerekeceği