Hakimin, aralarında bağlantı bulunduğu iddiası ile birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davalarda, yargılamanın daha iyi bir şekilde yürümesini sağlamak için davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden ayrılmasına karar verebileceği- Hizmet tespiti ve işçilik alacaklarına ilişkin davaların ayrılmasının daha uygun olacağı-
Davalıının nakden düzenlenmiş bonoların nakdi borca karşılık alındığını savunması ile bonoları talil etmiş sayılmayacağı, davacının bu iddiasını yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğu- Mahkemece davacının bonolara karşı yazılı delillerini değerlendirip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Ana dosyadan tefrikine karar verilen dosyasının karar başlığında sanki tefrik olmamış gibi gösterilmesinin de doğru olmadığı-
İhalenin feshi talebine ilişkin olarak verilecek kararın akıbetine göre, sıra cetveline yönelik şikayetin incelemesi yapılacağından, mahkemece, HMK'nun 167. maddesi gereğince sıra cetveline ilişkin şikayet hakkında ayırma kararı verilerek yargılamaya devam olunması gerekirken, her iki şikayetin birlikte görülerek karara bağlanmasının doğru olmadığı-
İşçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkin davada, birden fazla davacının (işçinin) birlikte tek dilekçe ile dava açmalarını mümkün kılan herhangi bir yasal düzenleme bulunmayıp davacı işçilerin aynı nedenle işten çıkarılmaları ve aynı alacakları talep etmeleri aynı hukuki sebebe dayandıklarını göstermeyeceğinden işçilik alacağı davalarının ayrılmasına karar verileceği-
İhalenin feshi talebine ilişkin olarak verilecek kararın akıbetine göre, sıra cetveline yönelik şikayetin incelemesi yapılacağından, mahkemece, sıra cetveline şikayet hakkında ayırma kararı verilerek yargılamaya devam olunması gerekirken, her iki şikayetin birlikte görülerek karara bağlanmasının isabetsiz olduğu-
Hakimin talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği- Mutlak butlan sebebi ile açılmış bir dava bulunmadığı halde talepten farklı olarak Türk Medeni Kanununun 145/3. maddesi uyarınca evliliğin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı- Taraflarca temyiz edilmemiş olsa bile, yasaya açık aykırılık bulunması hallerinde hükmün bozulmasının mümkün olduğu-
Davacının aynı dilekçe ile iki farklı işverene karşı hizmet tespit davası açtığı somut olayda, ayrı ayrı iş yerlerine sahip olan bu davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğunun kabulü olanaksız olduğundan, HMK'NIN 167.maddesi uyarınca davaların ayrılmasına karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece tapu iptal tescil talebi bakımından mahkemenin görevli olup olmadığı da değerlendirilip öncelikle bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi, mahkemenin görevli olmadığı kanısına varıldığı takdirde bu konudaki davanın ayrılmasına karar verilmesi, alacak davasında bu davanın sonucunun bekletici sorun yapılması gerekeceği- Eski eşin katılma alacağına mahkum edilmesi ve bunun eski eşten karşılanamaması halinde davacının, tasarruftan yararlanan 3. kişilere başvurmasının mümkün olduğu-
Davalılardan eski eş cevabında katılma alacağına konu edilen taşınmazın alımında kişisel malı niteliğinde bulunan aracın satışından elde edilen para ve babasının bankadan kullandığı kredi ile kendisine yardımda bulunduğunu ileri sürmüş bu husus tanık beyanları ile doğrulanmış olup ilgili banka kayıtları delil listesinde bildirildiğinden bankadan kayıtların getirtilip miktarın araştırılması, miktarı ve niteliği itibariyle davalıya verilebilecek nitelikte olup olmadığının araştırılması; ayrıca gerkirse davalıdan HMK 31. maddesi çerçevesinde açıklama istenilerek, aracın trafik sicilinden sicil kaydı ve satış belgelerinin getirtilerek, aracın satış ve alacak talebine konu taşınmazın alım tarihleri karşılaştırılarak aracın satışından elde edilen paranın taşınmazın alınmasında kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı değerlendirilip; gerek davalının babası tarafından yapılan yardımın gerekse aracın satışından elde edilen paranın taşınmazın alınmasında kullanıldığı sabit kabul edildiği takdirde, TMK. mad. 230/3 uyarınca davacı yararına denkleştirme yapılacağı düşünülmesi; hesaplama yapılması için bilirkişi raporu alınması ve gerçekleşecek sonuca göre bu aşamada sadece alacaktan davalı eski eşin sorumlu olabileceği gözetilerek karar verilmesi gerektiği- Borçlu eşin malvarlığının ya da terekesinin tasfiye borcunu karşılamaya yetip yetmediği; ancak alacağın tahsili sürecinin sonunda belli olacağından; üçüncü kişinin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kararın verildiği aşamada borçtan sorumlu tutulmasının doğru olmayacağı- Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme neticesinde davacının katılma alacağı tespit edilmesi halinde, alacaktan davalı eşin sorumluluğuna hükmedilmesi; eşden kazandırma veya devralan üçüncü kişi konumundaki diğer davalı hakkındaki alacak talebi hakkında HMK. mad. 167 uyarınca üçüncü kişiye karşı açılan dava hakkında ayırma kararı verilerek davanın ayrı bir esasa kaydının sağlanması; bu davada eski eşe karşı açılan katılma alacağı davası sonucunun ve alacağa karar verilmiş ise, eşden tahsil edilebilme durumunun HMK. mad. 165/1 gereğince “bekletici sorun” yapılması, eş hakkındaki alacak davasının kesinleşmesi ve davalı eşten alacağın tahsil edilememesi halinde üçüncü kişi diğer davalının sorumluluğu doğacağı düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor