«İştirak nafakası» ile «yoksulluk nafakası» nun nitelikleri birbirinden farklı olduğundan, yoksulluk nafakası yerine iştirak nafakasına hükmedilemeyeceği–
MK.nun 174’e göre tazminat isteyen ancak bunun ne kadarının maddi ve ne kadırının manevi tazminat olduğunu dilekçesinde belirtmemiş olan davacıya bu hususun açıklattırılması gerekeceği–
Tarafların «eşit kusurlu» olmaları halinde de - örneğin; kadının kocasına hakarette bulunması, kocasını bıçaklaması, kocanın karısını başkası ile aldatması, dövmesi- boşanma kararı verilebileceği–
Boşanma davası sırasında, duruşmada «müvekkili için nafaka ve tazminat talepleri bulunmadığını» belirten davacı vekilinin bu açıklanmasından sonra, davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği–
Dava dilekçesinde «nafaka istemediğini» bildirmiş olan kadının, daha sonra nafaka talep etmesi halinde, «dava tarihi»nden değil «talep tarihi»nden itibaren tedbir nafakasına hükmedilebileceği–