2. HD. 19.10.2021 T. E: 7895, K: 7345-
Kadının feragat tarihi erkeğin reddedilen ve kesinleşen davasından önce olup, erkeğin reddedilen davasında erkeğe yüklenen eşine karşı şiddet uyguladığı ve bağımsız konut açmadığı vakıalarının da erkek eşe kusur olarak yüklenmesi gerekirken; mahkemece hatalı değerlendirme ile kadının önce açtığı davadaki feragati sebebiyle erkeği affettiğinin kabulü ve kesinleşen vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenmemesi doğru olmayıp hükmün kusur belirlemesi yönünden bozulması gerekeceği- Mahkemece verilen ................ tarihli kararı sadece davalı kadının temyiz ettiği ve bu sebeple kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeksizin yoksulluk nafakası talebinin kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın lehine takdir edilen tedbir nafakasının az olduğu, mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
2. HD. 14.10.2021 T. E: 8043, K: 7269-
Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının tespitine yönelik araştırma yeterli olmayıp mahkemece yeniden tarafların aylıklarının ne kadar olduğu, başka bir işte çalışıp çalışmadıklarının araştırılıp değerlendirilerek kadının boşanma ile yoksulluğa düşüp düşmeyeceği konusunda bir karar verilmesi gerekeceği-
2. HD. 13.10.2021 T. E: 5236, K: 7193-
2. HD. 13.10.2021 T. E: 6533, K: 7197-
2. HD. 11.10.2021 T. E: 5329, K: 7077-
Her ne kadar mahkemece tarafların davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğundan bahisle karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemece tarafların belirlenen ve gerçekleşen kusurları yanında davacı-karşı davalı erkeğin, kadına karşı "cahilsin, okuman yazman yok, köylüsün" gibi söylemlerle aşağılayıcı sözlerinin de bulunduğu dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmayacağı, boşanmaya neden olan vakıalarda tarafların eşit kusurlu olduklarının anlaşıldığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa da düşeceği açık olduğundan, davalı-karşı davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği-
Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmakla davalı erkeğin bozma ilamında belirtilen kusurlarının dışında "Kadına ve ortak çocuğa şiddet uygulama ve ortak çocuğa küfür etme" vakıalarının davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kesinleşen bozma ilamımızda da belirtildiği üzere "Birlik görevlerini yerine getirmeyen, kadına hakaret ve küfür eden" davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Davacı kadının, yasal süreden sonra yapmış olduğu yoksulluk nafakası talebi hakkında mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde talebin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminatın az olduğu-
Erkeğin eve sık sık alkollü gelmek suretiyle kusurlu olduğu, kadın eşin ise; kayınvalidesine ağır küfürler ettiği ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı uyuşmazlıkta, tarafların kusurlarının birbirine denk olduğundan bahisle, eşit kusurlu sayılamayacakları, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu ve kadın eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve ayrıca erkek eşin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-