Eski tapu kayıtlarına göre murisin hisseleri 1877 (hicri takvime göre 1294) yılında mirasçılarına intikal ettiğine göre bu tarihte öldüğünün kabulü ile mülkte feraiz hükümlerinin, arazide ise 06.03.1912 tarihine kadarki ölümlerde 17 M. 1284 tarihli İlk Tevsii İntikal Nizamnamesi, 06.03.1912 ile 04.10.1926 tarihleri arasındaki ölümlerde 21.02.1328 tarihli İkinci Tevsii İntikal Nizamnamesi hükümlerinin uygulanıp, mirasçılardan 743 sayılı TKM ve 4271 sayılı TMK'nın yürürlüğünden sonra ölenler olduğu takdirde, mülk ve arazi ayrıt edilmeksizin medeni kanun hükümlerinin uygulanarak mirasçıların paylarının belirlenmesi gerektiği-
Mirasçılık belgesi verilmesi isteğiyle açılan davada, mirasçılık durumu mahkemece re'sen araştırılıp her türlü delille kanıtlanabileceğinden, davacı tarafa murisle arasındaki bağı ispat için tanık dahil tüm delilleri sorulup saptanmalı ve bu tür davaların resen araştırma prensibine tabi olduğu da dikkate alınarak murisin mirasçılarının tespiti için gerekirse zabıta araştırması yapılarak duraksamasız belirlendikten sonra ölüm tarihindeki hükümlere göre mirasçılık belgesinin verilmemesi gerektiği-
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin açılan davada, murisin ve mirasçının ayrı hanelerde kayıtlı olmaları, soyisimlerinde idari işlemle düzeltilebilecek derecede farklılık olması aralarında irs ilişkisinin olmadığını göstermeyeceği, HMK. mad. 385/2'de belirtildiği gibi çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça res'en araştırma ilkesi geçerli olduğundan, göçmen kayıtları getirtilip gerekirse nüfus kayıtlarının düzeltilmesi için dava açmak üzere süre verilerek davacının gösterdiği tüm deliller toplandıktan sonra talep konusunda bir karar verilmesi gerektiği-
Talep hakkında karar verilebilmesi için murisin ölüm anında ödemeden aczinin tespit edilmesinin gerektiği, bu amaçla murisin tüm taşınır ve taşınmaz mallarının ilgili yerlerden sorularak belirlenmesi, malvarlığı değerlerinin tespit edilmesi, mirasbırakanın borcunu karşılayabilecek yeterlilikte olup olmadığının belirlenmesi gerekeceği, murisin borcundan dolayı mirasçıların mirası reddinin iptali istenebilmesi için diğer bir koşul da reddeden mirasçılara kazandırma yapılmış olduğunun belirlenmesi gerekeceği, mirasçının, murisin ölümünde evvelki beş yıl içinde murisinden sağlar arası tasarrufla almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü oldukları değerlerin de belirlenip sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Murisin alacaklılarının, mirasçıların mirası ret hakkından mahrum olduklarının tespiti davası açabileceği- Ödemeden aciz bir murisin mirasını reddeden mirasçıların, murisin alacaklarına karşı ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olduğu (TMK. mad .618/I)- Mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptaline ilişkin davanın tüm mirasçılara yöneltilmesi gerektiği, bu konuda açılacak davanın herhangi bir süreye tabi olmadığı-
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 575. maddesi hükmüne göre mirasın ölümle açılacağı, aynı Kanunun 496. maddesi hükmüne göre de, alt soyu bulunmayan miras bırakanın mirası eşit payla anne ve babasına kalacağı, Miras bırakandan önce ölmüş olan anne ve babanın yerlerini her derecede halefiyet yolu ile kendi alt soylarının alacağı-
4721 sayılı TMK'nun 575. maddesi hükmüne göre mirasın ölümle açılacağı aynı Kanunun 496. maddesi hükmüne göre de, altsoyu bulunmayan miras bırakanın mirası eşit payla anne ve babasına kalacağı miras bırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini her derecede halefiyet yolu ile kendi altsoylarının alacağı-
Ödemeden aciz bir murisin mirasını reddeden mirasçıların onun alacaklarına karşı ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu oldukları- Murisin alacaklılarının korunması belirtilen koşulların gerçekleşmesine bağlı olduğu, bunun için miras açılmış olmalı, ödemeden aciz bir muris bulunmalı, miras da süresinde reddedilmeli ayrıca reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olmalı, mirasın da kayıtsız şartsız reddi kararının iptali davalarında davalı tüm mirasçılara husumet yöneltilmesi gerektiği- Bu konuda açılacak davanın herhangi bir süreye tabi olmadığı- Murisin ödemeden aczi açıkça belli olabileceği gibi resmen tespit edilmiş de olabileceği, borcun murise ait olması gerektiği-
Davaya konu vasiyetnamenin 2000 yılında düzenlendiği, miras bırakanın ise 4721 s. TMK'nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra öldüğü anlaşıldığından olaya, 4721 s. TMK'nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerektiği- Mahkemece; vasiyetnamenin tenfizi davasının açılabilmesi için yasada her hangi bir özel dava açma şartının öngörülmediği hususu göz önünde bulundurularak, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra gerekli görülmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Miras bırakanın sağlığında yapmış olduğu kazandırmaların, "tasarruf edilebilir kısım" dahilinde kalıp kalmadığının tespitinin, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirileceği-