Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorunda olduğundan tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Davacının 2004 yılından sonra boşanma dava tarihine kadar yapmış olduğu tadilat ve değişik iyileştirmelerin (bunların yapıldığı tarihteki miktarı bulunacak) edinilmiş maldan davalının kişisel malına yapılan katkı olduğu dikkate alınarak, TMK 230 ve 231 ve 236/ 1 maddesine göre değer artış payı olarak tespit edilen miktarın yarısı davacının değer artış payı alacağı olduğu kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Uyuşmazlık konusu 2462 parsel 2 nolu bağımsız bölüm 27.09.1996 tarihinde satıştan davalı adına tescil edildiği, dosyadaki belge ve bilgilere ve özellikle davacı ile davalının aksi iddia edilmeyen beyanlarına göre taşınmazın edinme tarihinde gerek davacı gerekse de davalı çalışmakta olup dava konusu taşınmazın edinmesinde davacının katkısının bulunduğunun kabulünün gerekli olduğu-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan, geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorunda olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmalarının gerekeceği, TMK. 328.mad. uyarınca çocuğun ergin olmasına kadar ana ve babanın bakım borcunun devam edeceği, taraflar arasındaki evlilik birliği devam ettiğine göre; müşterek çocuklara fiilen bakan davacı annenin reşit olmayan çocuklar için davalı babadan tedbir nafakası talebinde bulunabileceği-
Davalının zabıtaca yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmasında asgari ücretle çalıştığının belirtildiği, her ne kadar davacı davalının asgari ücret üzerinde gelir elde ettiğini iddia etmiş ise de bu iddiasını kanıtlayamadığı, bu durumda davacı kadın için hükmedilen tedbir nafakasının yüksek olduğu-
Ayrı yaşamda haklı olan eşin diğerinden tedbir nafakası talebinde bulunabileceği, tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği karı-kocanın birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, nafaka takdirinde, tarafların ekonomik durumları tam ve sağlıklı araştırılıp, gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına ve TMK 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktar nafakaya hükmedilmesinin gerekeceği-
Somut olayda davacı tarafından 06.10.2008 tarihinde davalı aleyhine evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayanılarak boşanma davası açıldığı, kusurlu olan tarafın boşanmayı talep edemeyeceği gerekçesi ile boşanma davasının reddine karar verildiği, bu karardan sonra davacı tarafından davalı tarafa birlikte yaşama isteğine ilişkin bir bildirimde bulunulmadığı, bu nedenle davalı eşin ayrı yaşamakta haklı olduğu, evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmeyenin ve birlikte yaşamaktan kaçınanın davacı olduğu, davalı tarafa tedbir nafakası ödemeye devam etmesi gerektiği-
Evlenme tarihinden taşınmazların alındığı tarihe kadar tüm gelirlerinin ayrı ayrı toplanmasının, her birinin sosyal statüleri, konumları ve mesleki kariyerleri, davacı kocanın ayrıca, kişisel harcamaları ile 743 sayılı TMK.nun 152.maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü gözetilerek kişisel harcamaları ayrı ayrı hesaplanmasının, toplam gelirlerinden ayrı ayrı düşürülmesinin, her birinin bu durum karşısında yapabilecekleri tasarruf miktarlarının ayrı ayrı saptanmasının, tarafların toplam tasarruf miktarı içerisindeki katkı oranlarının belirlenmesinin, bu katkı oranının taşınmazların dava tarihi itibariyle belirlenen gerçek değeri ile çarpılması sonucu davacının katkı payı alacağının saptanmasının gerekeceği-
Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği kocanın birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, davalı eşin durumunun, nafaka bağlandıktan sonra daha iyi hale gelmesi, davacı kocayı ortak giderlere (kira, yakıt, elektrik, su parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmadığı gibi davalı kadına nafaka ödenmesine engel olmadığı-