İşçinin ücretini ve çalışma süresini bilmesi gerektiği varsayımı ile ihbar ve kıdem tazminatının belirli olduğunu düşünmenin isabetli olmadığı, izin ücreti bakımından da durumun aynı şekilde olduğu- Fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının da davanın başında belirlenmesinin mümkün olmadığı- İşçilik alacaklarına ilişkin davanın belirsiz alacak davası olduğu-
Davacının aynı davalıya karşı birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini aynı dava dilekçesinde ileri sürmesi olarak tanımlanan davaların yığılması (objektif dava birleşmesi) halinde, talep sayısı kadar dava bulunduğu kabul edildiğinden ve her bir talep bakımından ayrı ayrı hüküm verilmesi gerektiğinden, bu durumda da dava dilekçesinde ileri sürülen taleplerin belirsiz alacak olup olmadığının her bir talep bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği- Davacı, çalışma süresi ve ücretini bilmekte olup, dava konusu ihbar tazminatı ve ücret alacağının miktarını belirleyebilme imkanına sahip olup, anılan alacak kalemleri yönünden belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı- Şahit anlatımlarına dayanılarak hesaplanacak fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarından yapılacak takdiri indirim oranı ile bakiye süre ücretinden yapılacak indirim oranı baştan belirlenebilir olmadığından, bu alacakların belirsiz kabul edilmesi gerektiği-
Takibe konu edilmeyen ve açılan dava ile de ayrıca talep edilmeyen aylara ilişkin kira bedelinin tahsiline karar verilemeyeceği-
Dava yığılmasında görünüş itibariyle tek bir dava dilekçesi bulunmasına karşın, aslında dava dilekçesinde belirtilen talep sayısı kadar birbirinden ayrı ve bağımsız dava olduğu ve yargılamada her bir talebin bağımsız olarak ayrı ayrı işlem göreceği ve karara bağlanacağı- Aynı dava dilekçesi ile açılan davada alacak / tazminat davalarının da itirazın iptali davaları ile birlikte görülmesini sağladığından mahkemenin işin esasını inceleyerek sonucuna göre bir karar vermesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor