Para alacağına dayalı olarak genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde, borçlu yetki itirazı ile birlikte faiz ve faiz oranına (yani borca kısmen) itiraz etmiş olup alacaklı ile arasındaki hukuki ilişkiyi inkar etmemiş olduğundan, TBK. mad. 89. uyarınca, alacaklının kendi ikametgahında icra takibi başlatabileceği-
İpoteğin paraya çevrilmesinin amacı davacının bir miktar para alacağının tahsili olduğundan davacının ikametgahında yapılan takip bakımından icra müdürlüğünün yetkili olduğu- Davacı alacaklının takibi yaparken davacı borçluyu sırf kendi yerleşim yerindeki icra müdürlüğünden ayırmak için davrandığının söylenemeyeceğinden icra müdürlüğünün İİK 50. maddesi yollamasıyla HMK 7.maddesi gereğince yetkili olduğu-
Borçlu şirket ile alacaklı banka tacir olduğundan, takibe konu bonoda yer alan yetki (kaydının) sözleşmesinin geçerli olduğu-
Fatruaya dayalı olarak genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde, borçlu yetki itirazında bulunmakla birlikte, temerrüde düşürülmediği için takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarına itiraz ettiğinden, ve alacaklı ile arasındaki hukuki ilişkiyi inkar etmemiş olduğundan, TBK. mad. 89. uyarınca, alacaklının kendi ikametgahında icra takibi başlatabileceği-
Nafaka alacaklarında borçlunun ikametgahı dışında davacı alacaklının ikametgahında da takip yapılabileceği-
Tacir olmayan avalisti yetki sözleşmesinin bağlamayacağı-
Davalının da ticari defterinde kayıtlı faturaya dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibinin TBK. mad. 89 uyarınca, alacaklının ikametgahının bulunduğu yer icra dairesinde yapılabileceği-
Alacaklı, takipte, borcun sebebi olarak akdi ilişkiye dayandığını belirtmediği gibi borçlunun, takibe konu borcun, sözleşmeden doğduğunu kabul etmediğine göre bu durumda akdi ilişki kaynaklı alacak söz konusu olmadığından, mahkemece, HMK'nun 6. maddesi gereğince takibin, borçlunun yerleşim yeri olan Bursa'da yapılması gerektiği gerekçesi ile yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Hem borca hem yetkiye itiraz halinde, mahkemece, öncelikle yetki itirazının çözümlenmesi ve borçlunun yetki itirazı yerinde görülmez ise, işin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Birden fazla borçlu varsa, bunlardan birinin ikametgahında takip başlatılabileceği ve bu durumda diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacakları, ancak, anılan hükmün, borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali için olduğu-