İstihkak davalarında takip konusu alacak tutarı ile haczedilen malın değerinden hangisi daha az ise, o değer üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
İstihkak davalarında, alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü peşin olarak alındıktan sonra, yargılamaya devam olunması, yargılama tamamlanıp davanın kabulüne karar verildiğinde ise davada haksız çıkan taraftan eksik kalan karar ve ilam harcının alınması gerektiği-
İflas kararı, istihkak iddiası hakkında verilen karardan sonra kesinleştiğinden, mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden, İİK'nin 193/2 maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla üçüncü kişinin açtığı İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet konusuz kaldığından, şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiği-
Eldeki istihkak davasında, alacak miktarı hacizli malların değerinden daha az olduğundan, tazminatın alacak miktarı üzerinden hesaplanması gerekirken hacizli malların değeri üzerinden hesaplanması isabetsiz olduğu gibi gerekçeli karar başlığında davalı sıfatı bulunmayan ..............'nin üçüncü şahıs olarak gösterilmesinin de doğru olmadığı, ne var ki belirtilen bu yanlışlıkların giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediği-
İcra Mahkemesince, İcra Müdürlüğü’nün İİK. nun 97/1. maddesine ilişkin talebi üzerine vereceği karar, “ takibin devamına veya taliki” olduğu, başka bir karar verilemeyeceği, icra mahkemesinin, 97. maddenin yerine 99. maddenin uygulanıp, uygulanmayacağını takibin taraflarının ya da 3. kişinin şikayeti üzerini değerlendirebileceği-
Üçüncü kişi şirket yetkilisi olmayan, şirketin sahibinin halasının oğlunun, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunamayacağı-
Dava konusu araçların, hacizden önce, noterde yapılan sözleşmeler ile üçüncü kişi tarafından satın alındığının, mülkiyetin hacizden önce davacıya geçtiğinin ve Trafik Tescil kuruluşuna bildirip yapılarak araçların üçüncü kişi adına tescil edildiğinin anlaşıldığı, o halde haciz sırasında araçların maliki borçlu olmayıp üçüncü kişi olduğundan İİK'nın 97. maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi üçüncü kişi yararına olup, bu yasal karinenin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davalı alacaklı tarafından dayanılan deliller, karinenin aksini ispat etmeye yeterli görülmemiş, davacı alacaklının borçlu ile üçüncü kişi arasında danışıklı işlem yapıldığına dair iddialarının açılabilecek tasarrufun iptali davasında değerlendirilebileceğinden davanın reddi yerine oluşan ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 363/1. maddesine göre istinaf yoluna başvuru süresinin tefhim veya tebliğden itibaren on gün olduğu-
Şikayet konusu haczin bir başka borçlu yönünden icra edildiği haciz tutanağındaki borçlu kısmından anlaşıldığından, takibin diğer borçlusu şirket hakkında iflas kararının kesinleşmiş olmasının İİK’nın 97. maddesine göre yapılan şikayetin konusu haczin düşmesine sebebiyet vermeyeceği-
Şirketin temsilcisi olmayan kimsenin üçüncü kişi şirket yararına istihkak iddiasında bulunamayacağı- Geçerli herhangi bir istihkak iddiası bulunmadığından şikayetin hukuki yarar bulunmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği-