Miras bırakanın sağlığında mal varlığının tamamını veya bir kısmını, mirasçıları arasında hoş görü ile karşılanabilecek makul ölçüler içerisinde paylaştırmışsa mirasçısından mal kaçırma iradesinden söz etme olanağı olmadığı-
Öncelikle taraf teşkilinin sağlanması bakımından davacıların dava açma ehliyetlerinin olup olmadığının saptanması, gerektiğinde vasi tayini ve husumete izin alınması suretiyle davanın yürütülmesi, ondan sonra Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’ndan çekişme konusu taşınmazın temliki tarihinde miras bırakanın fiil ehliyetine haiz olup olmadığı bakımından rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması durumunda diğer iddialar üzerinde araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek ve değinilen yerler göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Bir davada taraf olarak yer alan kişinin fiil ehliyetinin bulunması gerekeceği-
Hukuki ehliyetsizlik iddiası kamu düzeni ile ilgili olduğundan öncelikle incelenmesinin, tüm deliller toplandıktan sonra dosya Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek buna ilişkin rapor aldırılmasının, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde hile iddiasının incelenmesinin, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Akıl hastası olan bir kişinin kötüniyetinden söz edilemeyeceği-
Hak ve fiil ehliyetinin, ilgilinin milli hukukuna tabi olduğu, yabancı vesayet kararında gösterilen, vesayeti gerektiren sebep, Türk Hukukuna göre de vesayeti gerektirir nitelikte ise, yabancı kararın, bu yönde Türk Mahkemesinde delil olabilecekse de vesayet kararını verecek olanın yine Türk mahkemesi olduğu-
Davalı kadının fiil ehliyetinin olmadığı, tayin edilen vasisi davaya katılmadan boşanma kararı verilemeyeceği-
Anayasa’nın 152. maddesi hükmüne ve bu hükmün Anayasa Mahkemesince yapılan istikrarlı yorumuna göre; somut norm denetimi yolunun işletilebilmesinin temel koşulunun, bir davaya bakmakta olan mahkemenin, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararname hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması olduğu, bu koşulun, zorunlu olarak, ortada ilgili usul hukuk kurallarına uygun şekilde görevli mahkemede, aktif dava ehliyetine sahip bir gerçek veya tüzel kişi tarafından açılmış bir davanın varlığını ve Anayasaya aykırılık iddiasına konu kanun veya kanun hükmünde kararname kuralının o davada mahkemece uygulanmasının gerekmesini öngördüğü-
Henüz ergin olmayanlar hakkındaki davaların, onlar adına doğrudan yasal temsilcilerine yöneltilmesi gerekeceği–
Apartman yöneticiliklerinin tüzel kişilikleri olmadığından davada taraf olamayacakları-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor