İİK. 58/3 ve 41 uyarınca; ilamda hükmedilen yabancı para alacağının Türk parası karşılığının, hem ‘takip talebi’ hem de ‘icra emri’nde gösterilmesinin zorunlu olduğu–
Boşanma ilamı ekinde hükmedilen nafakanın genel haciz yoluyla takibe konu edilmesi ve borçlu tarafça bu takibe itiraz edilmesinden sonra, icra mahkemesince verilecek olan ‘itirazın kaldırılması’ kararında, borçlu aleyhine inkar tazminatına hükmedilemeyeceği–
Takip talebinde, takip dayanağı ilamda yer alan borçlulardan her birinin sorumlu olduğu borç miktarı ilama uygun biçimde gösterilmiş olmasına rağmen, ‘icra emri’nin takip talebi ve ilama aykırı olarak düzenlenmiş olması halinde, şikayet üzerine, icra mahkemesince ‘icra emrinin iptaline’ karar verilmesi gerekeceği–
Kural olarak ‘müstakil faiz alacağı’ için icra takibi yapılamayacağı ancak alacağın ilama dayalı olması halinde, oran ve miktar belirlense dahi, faiz alacağına mahkeme ilamı ile hükmedilmiş olduğundan, BK’nun 113/2 maddesi uyarınca (halin icabından anlaşılan durum gereği) bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece, fazlaya ilişkin hak saklı tutulmamış olsa bile, zamanaşımı süresinin dolmasına karar ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağının her zaman talep edilebileceği–
Faize ilamda hükmedilmesi halinde, temelde temerrüt olgusu bulunduğundan, ilama dayalı alacaklar için, BK. nun 104/son maddesi (şimdi; TBK. mad. 121/3) gereğince karar tarihinden itibaren faiz istenemeyeceği-
Taraflar arasındaki boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra açılan tazminat davasında hükmedilen tazminat alacağının, takip kesinleşmeden icraya konulabileceği–