Davacının manevi tazminat istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
Hazine adına kayıtlı 75 ada 120 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını davalı ...'nın limon bahçesi; bir kısmını da davalı ...'nin ev ve limon bahçesi yapmak suretiyle işgal ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve yıkıma-
Mahkemece, HMK'nun 297. maddesi gereğince, öncelikle borçlunun usulsüz tebligata yönelik talepleri de incelenerek, tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi hükmü gözetilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi halinde, hesap kat ihtarı tebligatının usulsüz olduğuna yönelik şikayeti ile buna bağlı itiraz nedenlerinin incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Kısa kararda, "şikayetçinin feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkumiyetine", gerekçeli kararda ise; "şikayetçi aleyhine para cezasına karar verilmesine yer olmadığına" hükmedilmesi halinde  hükmün bozulması gerekeceği-
Faturanın İİK.'nun 68/1. maddesinde yer alan ve mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde olmadığı- Borçlu, işlemiş faiz ve faiz oranına itirazda bulunup alacaklı da bu yöndeki itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğuna göre, anılan talep konusunda da bir değerlendirme yapılması gerektiği-
Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekeceği-
Tazminat davası-
Davacının davalı borçlu hakkında tahliye istemli icra takibi başlattığı, itiraz üzerine tahliye isteminde bulunmadığı, yalnızca itirazın kaldırılması talebinde bulunduğu, mahkemece, HMK'nun 297.maddesine aykırı olacak şekilde gerekçe ile hüküm arasında çelişkiye düşülerek ve infazda tereddüte neden olacak surette hükmün gerekçesinde tahliyeye ilişkin karar verilmesinin doğru olmadığı-
Borçlu ile davalının akrabalık durumu ispatlanmamış ise de, anılan davacının taşınmazı borcuna mahsuben aldığı bu hali ile İİK’nun 279/2 maddesine göre mutad ödeme araçları dışında yapılan ödemelerin iptali gerekeceği- Gerekçe ve hüküm arasında çelişki yaratmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davanın tümden kabulü gibi hüküm kurulup, yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken sadece bir davalıdan tahsiline karar verilmesinin isabetsiz oduğu-
Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine ilişkin hüküm gerekçesinin, tek taraflı trafik kazalarında sürücünün ölümü halinde geçerli olduğu- Mahkemece tarafların kusuru hususunda alanında uzman bir bilirkişiden, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre maddi ve manevi tazminatın değerlendirilmesi gerektiği- Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesinin tazminatın doğru tespiti açısında önemli olduğu- Davacının maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararının belirlenebilmesi için, desteğin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerektiği-  Mahkemece desteğe ait tüm işyeri kayıtları ile vergi kayıtları ilgili kurumlardan getirtilerek desteğin kendi işyerinde fiili emeği ile elde edebileceği net gelir tespit edilmek suretiyle hukukçu bilirkişiden aldırılacak ek raporun sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Bilirkişi raporunda sağ kalan davacı eşin evlenme ihtimalinin, kaza (ölüm) tarihi yerine, rapor tarihine göre belirlenmesinin hatalı olduğu- Sağ kalan eşin olay tarihindeki yaşı, çocuk sayısı, sosyal yaşantısı ve ekonomik durumu göz önünde bulundurularak evlenme ihtimali belirlenmesi gerektiğinden, davacı eşin AYİM tablosuna göre kaza (ölüm) tarihindeki evlenme ihtimali değerlendirilmek suretiyle tazminatın hesaplanması için aynı bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-