Kısa kararla gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmasının bozma sebebi olduğu-
Tazminat istemli davanın 6240 TL’lik kısmının kabulüne karar verilmiş olmakla birlikte; bu miktardan ¼ oranında hakkaniyet indirimi yapılmasına denilmek suretiyle infazı kabil olabilecek net miktarın belirlenmemiş olduğu kararın usul ve yasaya uygun düşmediği-
Asıl ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamış olmasının hatalı olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Hükümde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği- Hüküm fıkrasında “.....com alan adlı internet sitesindeki haksız rekabetin önlenmesine...” şeklinde kararın, internet sitesindeki hangi davalı eylemlerinin ne şekilde haksız rekabet teşkil ettiği belirtilmeksizin infazda tereddüt oluşturacak nitelikte olduğu- Davalılara ait internet sitesindeki satışa arz edilen ürünlerden hangilerinin davacı internet sitesindeki satışa sunulan iş mahsulleri ile haksız rekabete yol açacak derecede taklidi olduğunun bilirkişiler vasıtasıyla belirlenmesinden sonra, bu mahsuller bakımından internet yoluyla gerçekleştirilen haksız rekabetin önlenmesine karar verilmesi gerekirken, davalıların elektronik ticaret yaptıkları internet sitesindeki faaliyetlerinin tümünü önleyecek şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu- Bilirkişi heyetinin, tazminatı, davacı tarafın tüm ürünlerinin satışı ile ilgili hasılata ilişkin belirlemesinin hatalı olduğu, tazminatın, ancak haksız rekabet oluşturacak ürünlere münhasır olması gerektiği-
Avukatlık ücretinin davalılardan tahsiline ilişkin uyuşmazlıkta gerekçeli karar ile hüküm arasında çelişki oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Asıl dava ile birleşen dava dosyalarında ayrı ayrı hüküm kurulmamış olmasının bozma nedeni olduğu-
Mahkeme kararının yeterli gerekçe ihtiva etmeksizin yazılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Yerel mahkemece, hüküm sonucuna nasıl ulaşıldığının kararın gerekçe kısmında gösterilmesi gerektiği-
Mahkemece bozmadan sonra yeni bir rapor alınmış ise de iki rapor arasında tespit edilen alacak miktarı yönünden çelişki oluştuğu görüldüğünden, mahkemece bu çelişkinin giderilmesi yönünden yeni bir rapor alınması gerekirken bozmadan önce alınan ve Dairemizce yetersiz olduğu belirlenen rapora göre hüküm kurulması doğru olmadığı- Menfi tespit davalarında borçlu olunmayan kısım saptanarak, saptanan bu kısım yönünden menfi tespit hükmü kurulması gerekirken, davacıların borçlu oldukları miktar hükme geçirilip “bunun dışındaki kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine, “ biçiminde hüküm oluşturulmasının isabetsiz olduğu-