Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda düzeltilen her bir alacak kalemi ile iş bu kalemlere işletilen faiz miktarlarının hüküm sonucunda ayrı ayrı gösterilmesi suretiyle hüküm tesisi gerekirken, HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırı olarak alacak ve faiz kalemlerinin toplam miktarının düzeltilmesine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı kat malikleri dava dilekçesi ile, gerek konutlardaki gerekse ortak alanlardaki ayıpların ücretsiz olarak onarılmasını talep etmiş olup verilen kararda, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu da gözetilmek suretiyle her bir davacı için ayrı ayrı hüküm kurularak, her bir davacıya ait bağımsız bölümde yapılacak işlerin şüphe ve tereddüte mahal vermeyecek şekilde açıklanması gerektiği-
Tazminat davası-
Borçlu vekilinin İcra Mahkemesi’ne başvuru nedenleri arasında alacakların nete çevrilmeden icra takibine konu edildiği, işleyecek faiz oranı %9 yasal faiz olarak talep edilmiş ise de değişen oranlara göre yasal faizin talep edilmesi gerektiği, icra emrinde taraflarına tanınması gereken sürelere yer verilmediği, dayanak belgelerin taraflarına tebliğ edilmediği yönünden de şikayetlerinin bulunduğu, İcra Mahkemesi'nce bu konularda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, mahkemece, anılan şikayetler değerlendirilerek oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalının davacıya ait borcu üstlendiği ve borcu ödediği ve davalının davacıya borcu olmadığı gerekçe gösterilerek esastan red, aynı zamanda borç ödeme vaadinin üzerinden 5 yıldan fazla süre geçmiş olması nedeniyle zamanaşımından davanın reddine karar verilerek usulden red sebebi oluşturularak davada hem usulden ve hem de esastan ret gerekçesi oluşturularak karar verilemeyeceği-
Tarafların hak ve yükümlülüklerini tam olarak belirten ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde 6100 sayılı HMK 297 maddeye uygun olarak bir karar vermek gerekeceği-
Kısa kararda; ‘’yasal vekalet ücreti olan 440,00 TL ile, akdi vekalet olan 14.022,60 TL’nin taleple bağlı kalınarak ihtarnamenin ...davalıya tebliğ tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,’’ karar verilmiş iken, gerekçeli kararın gerekçe kısmında; ‘’Her ne kadar Mahkememiz kısa kararında. ..dosyası açısından hüküm kurulmuş ise de aslında ..... toplam 1.050,00 TL vekalet ücretinin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren davacıdan alınarak davacıya verilmesi şeklinde hüküm kurulması gerektiği" denilmesi halinde, gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki oluşturulduğundan, HMK. mad. 297/son gereğince hükmün bozulması gerektiği-
Asıl ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği-
Mahkemece davalının zamanaşımı iddiası konusunda yargılama aşamasında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş, dolgu işleminin hangi tarihte yapıldığı, yapılan dolgu işleminin davacının kiracı olduğu komşu parseli ne kadar süre sonra etkileyeceği zamanaşımı iddiaları kapsamında tartışılmamış olup mahkemece gerekçeli kararda gerekçesi belirtilmeksizin davalı tarafın zamanaşımı iddialarının reddedildiği anlaşılmış olup öncelikle zamanaşımı konusunda gerekçesi de belirtilerek karar vermesi gerektiğinden davalının istinaf başvurusunun itirazlar incelenmeksizin zamanaşımının yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği-
Ek kararın ıslak imza ya da e-imza ile imzalanmadığı gibi “UYAP Evrak İşlem Kütüğü”nde, kararda hakim olarak yer alan hakim tarafından dahi evrakın onaylanmasına dair işlem yapılmadığı anlaşıldığından bahse konu ek kararın, HMK'nun 297/1. maddesi kapsamında geçerli olarak kabul edilemeyeceği- Murisin ölümü üzerine üç gün ve devamında üç ay süre ile mirasçılar hakkında takip yapılamayacağı- Vefat eden murisin mirasçılarına 3 aylık süre dolmadan yapılan takibin iptali gerektiği, buna yönelik şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-