Şehitkamil Toplu Konut Projesi taşınmaz satış sözleşmesi kapsamında, konut satın aldığını, ancak, konutun sözleşmede taahhüt edilen sürede teslim edilmediğini, gecikme nedeniyle kira kaybına uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline-
Davalının öninceleme aşamasına kadar davayı kabul ettiği ve muvazaalı işlemin tarafı olmakla davanın açılmasına sebebiyet verdiği dikkate alınarak 492 Sayılı Harçlar Yasası'nın 22. maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi hükmü gözetilmek suretiyle yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekeceği-
Mirasın hükmen reddin tespiti istemine ilişkin davada yargılama giderinden sorumluluk-
Mirasın hükmen reddi (TMK. mad. 605/2) istemine ilişkin davada, "davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığını araştırılarak" davanın kabulüne karar verildiği göz önünde bulundurularak, yargılama gideri ve harçtan "davalının" değil, "davacının" sorumlu tutulması gerektiği-
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiği- İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğunun kabul edileceği, aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken ölüm tarihinde muris adına kayıtlı araç bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Mirasın hükmen reddi (TMK. mad. 605/2) istemine ilişkin davada, "davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına" karar verildiği göz önünde bulundurularak, yargılama gideri ve harçtan "davalının" değil, "davacının" sorumlu tutulması gerektiği-
Davacı süresinde olmamakla birlikte yaptığı itirazında kamu borçlusunun kendilerinde alacaklı olmadığına dair belgeler sunmuş ve davalı HMK’nun 312/2 madde kapsamında davayı da kabul etmediğinden davalının yargılama giderinden sorumlu tutulması gerekeceği- Genel Bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin yargı harcından muaf olduğu, kural olarak dava kabul edilirse harcın münhasıran davalıya yükletileceği ancak davalı idare harçtan muaf olduğundan harcın davalıdan alınmasına karar verilmeyeceği gibi davacıya da yükletilemeyeceği, bu durumda davacının peşin olarak yatırmış olduğu harcın iadesine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu haciz tutanağının incelenmesinden, davalı şirket müdürünün “söz konusu borcu kabul etmiyoruz, istihkak iddiasında bulunuyoruz,söz konusu borç ile bizim bir ilgimiz yoktur” biçiminde beyanda bulunmuş olduğu görülmekle bu doğrultuda, davalı şirketin istihkak iddiasında bulunduğu, ancak, yargılama dosyasına duruşma yapılmadan önce, sunduğu cevap dilekçesinde dava konusu menkullerle ilgili istihkak iddialarının olmadığını beyan ettiği, bu sebeple, davalının karar ve ilam harcının 1/3’ünden, vekalet ücretinin de yarısından sorumlu tutulması gerekeceği, mahkemece bu durum gözetilmeden harç ve vekalet ücretinin tamamına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davacı, SGK tarafından sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan davanın varlığına rağmen davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü'nce yapılan terkin işleminin 6102 s. TTK'nın geçici 7. maddesine aykırı olarak gerçekleştiği saptandığına göre, davalı tarafından davaya karşı konularak müdürlük işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddinin istendiği de nazara alındığında; HMK. mad. 312/2'nin uygulanma koşullarının bulunmadığının kabulü ile davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yargılama giderinden sorumlu olduğu nazara alınarak davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine de hükmedilmesi gerektiği-
Şikayetin, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara, diğer anlatımla kendine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmesi gerektiği- Sıra cetveline yönelik şikayetlerde İİK. mad. 142 uyarınca sıra cetvelinde üst sırada ya da aynı sırada pay ayrılmış olan alacaklılara husumet yöneltilmesi gerektiği- Şikayete konu sıra cetvelinde şikayet olunan şirketin alacaklı olduğu icra takip dosyasına pay ayrılmaması halinde, bu şirket aleyhine şikayette bulunmasında hukuki yarar bulunmayacağı ve mahkemece, şikayetin HMK. mad. 114/1-h ve 115/2 uyarınca dava şartı noksanlığından reddine karar verilmesi gerektiği- Sıra cetveline yönelik şikayetlerde, icra mahkemesince, sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirlemesi, yani, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, cetvelin hukuka uygun olmayan kısımlarının gösterilmesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne (İİK. mad. 17) talimat vermesi gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında gerekçe tekrar edilmeden sıra cetvelinin iptaline karar vermekle yetinilmesi, ancak, eda hükmü kurulmaması gerektiği-
Kamulaştırma yapacak davacı idarenin, maliklerin adreslerini tespit edip uzlaşmaya davet etmesi, anlaşma olmaması veya ferağ verilmemesi halinde, bedel tespiti ve tescil davası açması gerekeceği- Davacı idarenin, bu davayı açmadan önce davalıları uzlaşmaya davet ettiğine ilişkin dosyada bir belge bulunmadığı, davadan haber alır almaz davalıların dilekçe ile mahkemeye başvurarak davayı kabul ettiklerini belirttikleri ve mahkemece uzlaşılan bedel üzerinden hüküm kurulduğu anlaşılmakla, bu haliyle dava açılmasına davalıların sebebiyet vermedikleri gözetilerek, aleyhlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmediği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor