Davacı avukatın davalı namına takip ettiği davada tüm yasal yolları tüketilip henüz karar kesinleşmeden vekillikten istifasının haksız bir istifa olduğu- Taraflar arasında düzenlenen ücret sözleşmesinde kararlaştırılan ücretin, sadece şirket aleyhine açılacak akdin ifası davası işi için olduğu, bu işle ilgili olsa dahi bundan doğacak herhangi bir başka işi kapsamına almayacağı açık olduğundan verilen işin, icra safhasını kapsamadığını kabul etmek gerektiği-
Asilin yazılı iradesi ile vekilin yazılı iradesi arasında çelişki bulunması durumunda, davacının lehine olacak şekilde vekil iradesinin esas alınmasının yasada belirtildiği şekilde avukatlığın amacına ve avukatlık sözleşmesine uygun düşeceği- Asilin iradesinin vekilin iradesinin önüne geçmesinin ise ancak vekilin azledilmesi, istifa etmesi veya açıkça asilin aleyhine olacak şekilde davranması hallerinde mümkün olabileceği-
Avukatlık sözleşmesinin hükmün kesinleşmesi ile sona erdiğinden açıkça sonlandırılmadığı veya diğer sona erme nedenleri bulunmadığı takdirde, vekalet ilişkisi halen devam ediyor olacağından, eğer ki, kesinleşme sürecinden sonraki işlemler için de aynı avukatın işe devam etmesi isteniyorsa, ayrı bir avukatlık sözleşmesi yapılması gerekip, hükümlü ile arasında uyarlama davasında kendisini temsil etmesi yönünde avukatlık sözleşmesi bulunduğuna dair bilgi veya belge mevcut olmadığı halde, sırf kesinleşen davada hükümlünün savunmanlığını yaptığı ve aralarında henüz geçerliliği sona ermemiş vekalet ilişkisi vardır gerekçesiyle avukata yapılmış olan tebligatın, uyarlama davası açısından geçersiz sayılacağı-
Boşanma davası açmak için, özel vekaletnameye gerek bulunmadığı-