Davalının Covid-19 pandemisi nedeniyle uçuşların tehlikeli hale geldiği iddiasıyla bilet ücretlerinin iadesi için Maltepe İlçe Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı’na yaptığı başvuru, uyuşmazlığın çözümünün asliye ticaret mahkemelerinin görev alanında kaldığı gerekçesiyle tüketici hakem heyeti kararının görev yönünden iptaline karar verildiği ve hükmün kesin olduğunun anlaşıldığı, Adalet Bakanlığınca, davalının ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket ederek aldığı biletlerin iadesine ilişkin olduğu anlaşılan uyuşmazlığın kanun yararına temyiz isteminde bulunulduğu, tüketici hakem heyeti kararının görev yönünden iptaline karar verilmesinin doğru görülmediği ve kanun yararına bozulması gerektiği-
Arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olmasının davanın usulden reddini gerektirdiği- Davacı tarafından verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden arabulucuya başvurulduğu ve son tutanağın bir örneğinin görevli asliye ticaret mahkemesinde davanın açıldığı tarihten önce dosyaya sunulduğu anlaşılmakla, dosyaya sunulu bu tutanağın ilk dava açılmasından önce sunulması gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu-
Nafaka yükümlülüklerine uyulmaması sebebi ile davacı erkek hakkında şikayetçi olan davalı kadının bu eylemleri yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının açılmasına sebebiyet verdiğinden, davalı kadın aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği (HMK 312/2)-
Davacı şirkete söz konusu idari para cezası içerikli ödeme emri tebliğ edilmemiş ise de, bu idari para cezasının davacı şirket adına kesildiği belirgin olduğundan, mahkemece söz konusu talebin menfi tespit istemli olduğu gözetilerek, gerekli araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Korunma kararının kaldırılmasına yönelik davanın hakkında korunma kararı alınmış olan kişi küçük ise yasal temsilcisine, ergin ise korunma altına alınan kişiye yöneltilmesinin gerektiği- Korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevinin çocuk mahkemelerinin kapsamına alındığı-
Adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtaya da yapılabileceği ve duruşma yapmaksızın talep hakkında karar verilebileceği- 2828 sayılı Kanuna göre alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına ilişkin davada görevli mahkeme- Korunma kararının kaldırılmasına yönelik davanın hakkında korunma kararı alınmış olan çocuğa, çocuk ergin değilse yasal temsilcisine (veli veya vasisine) yöneltilmesi gerektiği-
Mahkemece iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanan kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak davalı yüklenicilerin işverene karşı sorumlu oldukları dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, işçi ile işveren arasında uygulanması gereken kanun maddeleri gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği-
Davacının davalı şirketten gidiş dönüş uçak bileti satın aldığı, ancak uçuşun iptal edilmesi sebebiyle seyahatini gerçekleştiremediği, otel rezervasyonu ve ödediği masrafların boşa gittiğini iddia ederek açtığı davada, Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığından davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, Türk Sivil Havacılık Kanunu hükümleri gereğince tazminat talep hakkının 2 yıllık zamanaşımı süresine sahip olduğu, açılan davanın reddinin kanun yararına bozulması gerektiği-
Tüzel kişiliğin sona ermesi için, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiği, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin yeniden ihyası sağlanarak, tüzel kişilik aleyhine açılan davaya devam edilmesinin gerekeceği- Davalı şirketin tasfiyesinin sona erdiği tarihte sicilden terkin edilmiş olup, mahkemece davalı şirketin ihyası amacıyla davacı yana süre verilmesi, davacının bu davalının tasfiye memurları ve Ticaret Sicil Memurluğu aleyhine açacağı ihya davasının sonucunun beklenmesi, ihyaya ilişkin karar sunulduktan sonra, taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilmesi gerektiği- Ticaret sicilinden terkin edilen davalı şirketin aleyhine infaz kabiliyeti olmayan hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Ortaklığın giderilmesi davasında, mahkemece dava konusu taşınmazın satısı sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi bilirkişi raporunda belirlenen oranlar esas alınarak, muhdesata isabet eden kısmin muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılması şeklinde hüküm kurulması gerekirken tespit hükmü ile yetinilmesi ve infazı kabil bir karar oluşturulmamasının hatalı olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor