Davalı vekilinin istinaf dilekçesinin "işin eksiksiz teslim edildiği"ne ilişkin olmasının, bölge adliye mahkemesince "sözleşmeden doğan edimin ayıplı ifa edildiği ve hükmedilen cezai şart alacağı"na ilişkin olarak açık istinaf bulunmadığından bahisle esastan reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı- Yüklenicinin istinaf dilekçesinde işin tamamını eksiksiz bir şekilde teslim ettiğini ifade etmiş olduğundan cezai şartı da istinaf ettiğinin kabulü gerekeceği-
Taraflar arasında imzalanan düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin tarafı olan arsa sahibi murisin davalı dışındaki diğer mirasçılarına da dava açılarak eldeki dava ile birleştirilmesi için davacı vekiline süre verilmesinin gerektiği-
Mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak bedeli hesaplanan işin ayıplı iş olup olmadığı, ayıplı iş ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğunun belirlenmesi, kapalı devre güvenlik sisteminin davacılara fiilen teslim edildiği tarih itibarıyla açık ayıplarla ilgili teslimden sonra yükleniciye TBK'nın 474. (BK'nın 359) maddesinde öngörülen sürede ihbarda bulunulup bulunulmadığı, gizli ayıplarla ilgili olarak da ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin TBK'nın m. 477. (BK'nın 362) maddesine uygun olarak haberdar edilip edilmediği hususları üzerinde durulması ve davalı vekilince dava konusu işin garanti süresinin dolduğunun ileri sürülmesi karşısında bu hususta ayıba ilişkin zamanaşımı da değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Eser sözleşmesi ilişkisi nedeniyle davalı yüklenici tarafından davacı iş sahibi aleyhine yapılıp kesinleşen ilamsız icra takibi nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin açılan davada mahkemece tarafların mutabık kaldıkları 162.604,00 TL bedelli proje dışında davalı yüklenicinin üstlenip gerçekleştirdiği imalâtların eksikler dikkate alınarak, ayıplar yönünden süresinde ayıp ihbarı bulunmadığından bedel tenzili yapılmaksızın, işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçleriyle bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp bulunacak miktara ihtilâfsız proje bedeli eklendikten sonra kanıtlanan ödeme mahsup edilerek ve ayıp nedeniyle herhangi bir bedel tenzili-nefaset indirimi yapılmaksızın sonucuna uygun menfi tespit istemiyle ilgili bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile bedel tenzili yapan ve proforma fatura ile teklif formuna göre hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilemeyeceği-
Dava konusu olay ile ilgili, yeni bir bilirkişi kurulu aracılığıyla açıklanan ilkeler doğrultusunda öncelikle, tazminat konusu yapılan kalemler tek tek değerlendirilip, bunların ayıplı iş mi, yoksa eksik iş mi, ayıplı işlerin ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğunun belirlenmesi, daha sonra yapılacak araştırma ile inşaatın davacı arsa sahibine teslim tarihi (fiili teslimin bulunup bulunmadığı ve var ise, tarihi net olarak belirlenip) itibariyle açık ayıplarla ilgili teslimden sonra yükleniciye TBK mad. 474'te öngörülen şekilde süresinde ihbarda bulunulup bulunulmadığı, gizli ayıplarla ilgili olarak da ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin TBK mad. 477'ye uygun olarak haberdar edilip edilmediği ve zamanaşımı süreleri de dikkate alınarak eksik ve süresinde ihbar edilen ayıplı işlerin giderim bedelinin teslim tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine göre hesaplanması ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İşyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat alacağına dayalı itirazın iptali davası-
Tazminat konusu yapılan kalemler tek tek değerlendirilip, bunların ayıplı iş mi, yoksa eksik iş mi, ayıplı işlerin ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğu belirlenmesi, daha sonra yapılacak araştırma ile inşaatın davacıya teslim tarihi itibariyle açık ayıplarla ilgili teslimden sonra yükleniciye BK'nın 359. (TBK'nın m. 474.) maddesinde öngörüldüğü şekilde süresinde ihbarda bulunulup bulunulmadığı, gizli ayıplarla ilgili olarak da ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin BK'nın 362. (TBK'nın m. 477) maddesine uygun olarak haberdar edilip edilmediği hususları üzerinde durularak, eksik ve süresinde ihbar edilen ayıplı işlerin giderim bedelinin teslim tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Arsa sahibinin mirasçılarına aleyhine gerekçesi de belirtilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığının her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabileceği-
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının yerinde görülmediği-
Eserin teslimi sırasında ilk bakışta görülemeyen, muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ya da somut olayda olduğu gibi deprem ve benzeri bir olay nedeniyle ortaya çıkan ayıbın gizli ayıp olduğu, taraflar arasındaki 21.05.1987 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, inşaatla ilgili her türlü yükümlülüğün yükleniciye ait olduğu ve işin anahtar teslimi olarak teslim olunacağı tanzim olunduğu gibi, bilirkişi raporlarında, inşaatın yapıldığı dönemde yürürlükte olan Deprem Yönetmeliğine aykırılıklar barındırdığı, zemin etüdünün yapılmadığı, beton kalitesinin düşük olduğu ve buna benzer noksanlıkların tespit edildiği anlaşıldığından, mahkemece bilirkişilerce hesaplanan güçlendirme masraflarının tamamının yüklenicilerden tahsiline karar verilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • kayıt gösteriliyor