İİK'nun 331. maddesinde öngörülen suçun oluşup oluşmadığı hakkında karar verecek olan mahkemenin, alacaklı tarafından borçlu hakkında asliye hukuk (ticaret) mahkemesinde açılmış olan tasarrufun iptâli davasına ilişkin dosyayı da inceleyerek sanığın hukuki durumunu değerlendirmesi gerekeceği–
Borçlu sanığın davranışı nedeniyle aleyhine aciz belgesi alınıp alınmadığı ve borcu karşılamaya yeterli başka mallarının bulunup bulunmadığı konularında araştırma yapılmadan eksik soruşturmayla İİK'nun 331. maddesine göre hüküm kurulamayacağı–
Alacaklısı zarara uğratmak kastı ile mal varlığını eksiltmek suçunun inceleme ve yargılama yerinin asliye ceza mahkemesi olduğu, icra ceza mahkemesinin görevli olmadığı-
"Borçlu sanıklar üzerinde halen kayıtlı taşınmazlar bulunduğu" bildirildiğinden, söz konusu malların alacağı karşılayıp karşılamadığı tespit edilmeden karar verilemeyeceği–
"İİK'nun 340. maddesinin, Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olmadığı"na ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı
'Mal beyanı' dilekçesinde bildirilen malların daha sonra -haciz sırasında- borçlu tarafından satıldığının belirlenmesi halinde 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunun değil 'alacaklısını zarara sokmak amacıyla mevcudunu eksiltmek' suçunun (İİK. 331) oluşabileceğini–
İİK. 338/1. maddesinde öngörülen 'gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma' suçunun, Anayasanın 38/VIII fıkrasına eklenen 'hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmemesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz' şeklindeki kuralın kapsamına girmediği–
"Nafaka borcun ödememek" suçunun "yalnızca sözleşmeden doğan" bir suç olmadığı, yasadan ve ona dayalı olarak bir mahkeme kararından kaynaklandığı, ayrıca İİK'nun 344/2. maddesinde nafaka borcunun haklı bir nedenle ödenmemesi cezasızlık hali olarak belirtildiğinden, birinci fıkradaki yaptırımın "hiç kimsenin yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğünü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamayacağı" kuralını içeren Anayasa'nın 38/9. maddesine aykırılık oluşturmayacağı-
