Alacaklısını zarara uğratmak kastıyle mevcudu eksiltmek suçunun oluşabilmesi için borçlu hakkında haciz yolu ile takip yapılmış olması gerektiği; rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması halinde suçun unsurlarının oluşmayacağı-
Suça konu olan işyerinin muvazaalı olarak devredildiğinin iddia edilmesi karşısında, somut olayda sanıklardan birinin şikayete konu işletmeyi 2014 yılı Eylül ayında sözlü anlaşma ile devir aldığı ve devir bedelini banka hesaba yatırdığına ilişkin savunması dikkate alındığında , bankanın ilgili şubesine müzekkere yazılarak, satış bedelinin ilgili banka hesabına gönderilip gönderilmediğinin tespiti ve suça konu işyerinin satış bedelinin tespit edilmesi ile satışı yapılan işyerinden elde edilen paranın akibetinin ne olduğu ve borç ödenmesinde kullanılıp kullanılmadığı hususlarının araştırılarak , sonucuna göre şikayete konu devrin alacaklıyı zarara sokmak kastiyle yapılıp yapılmadığı hususunda sanıkların hukuki durumunun tayini gerektiği-
Sanıkların, suça konu olan taşınmazları muvazaalı olarak devrettiklerinin iddia edilmesi karşısında, somut olayda sanıklardan biri ile gayrimenkulleri satın alan diğer sanık arasında yakın akrabalık ilişkisi bulunduğu, satışı yapılan taşınmazlardan elde edilen paraların akibetinin ne olduğu ve borç ödenmesinde kullanılıp kullanılmadığı hususlarının tespit edilemediği, taşınmazların tasarruf tarihindeki satış değerleri dikkate alındığında, sanıkların üzerlerine atılı İİK.331'de düzenlenen suçun unsurlarının oluştuğu ve sanıkların mahkumiyetlerine dair karar verilmesi gerektiği-
Sanığın rehinli olan olan araçlardan bu parçaları sökerek haksız menfaat temin edip üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın eyleminin, İcra İflas Kanununun 331. maddesinde düzenlenen, alacaklısını zarara uğratmak amacıyla mevcudu eksiltme suçu kapsamında kaldığı, söz konusu eylemin, icra ceza mahkemesinin görev alanında kalan şikayete tabi bir suç olduğu, sanık hakkında aynı eylem nedeniyle daha önce açılan ... İcra Ceza Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası üzerinden alacaklısını zarara uğratmak amacıyla mevcudu eksiltme suçundan yargılamanın devam ettiği anlaşılmakla; tarafları ve konusu aynı olan derdest dava bulunması nedeniyle sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçu yönünden mahkemece mükerrer dava olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/7. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği-
Sanığa isnat edilen edilen suçun oluşup oluşmadığının anlaşılabilmesi için öncelikle, İİK'nun 179. ve TTK'nun 324. Maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenmesini müteakip, şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının saptanması gerekeceği- Bu nedenle borçlu şirkete ait ticari defterler ile borçlu şirket hakkındaki kesinleşmiş icra takip dosyalarındaki belirlenen mevcut borçların şirketin pasifine eklenmesi suretiyle yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu şirketin ... TL borca batık olduğu belirlendiğinden, sanığın mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Somut olayımızda; sanığın "şahsi borcu ve ortağı bulunduğu ... isimli şirketin piyasaya olan borcunu ödemek maksadıyla otomobil ve gayrimenkullerini sattığı" yönündeki savunması dikkate alınarak, sanığın savunmasına yönelik belgelerin araştırılmak suretiyle, satıştan elde edilen paranın akıbetinin ne olduğu, satışlardan elde edilen gelirlerin nerelerde kullanıldığı, borç ödenmesinde kullanılıp kullanılmadığı belirlenip, sonucuna göre şikayete konu devirlerin alacaklıyı zarara sokmak kastıyla yapılıp yapılmadığı hususunda sanığın hukuki durumunun tayini gerekeceği-
Sanık hakkında “Taşınır Rehninin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İcra Takibi” başlatıldığı, İİK’nın 331/1 maddesinde düzenlenen “Alacaklıyı Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudu Eksiltmek” suçunun oluşması için haciz yoluyla takibe girişilmesi gerektiği anlaşılmakla, yasal unsurları oluşmayan suç bakımından sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nın 331. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen 'alacaklısını zarara uğratmak kastıyla mevcudu eksiltmek' suçunun oluşabilmesi için borçlu hakkında haciz yolu ile takip yapılmış olması gerektiği- Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması halinde suçun unsurlarının oluşmayacağı-
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında, İİK'nun 331/1 ve 5237 sayılı TCK'nun 62. maddeleri uyarınca belirlenen 5 ay hapis ve 4 gün adli para cezasının, 5237 sayılı TCK'nun 52. maddesi uyarınca bir gün karşılığı olarak belirlenen 20,00 Türk lirası ile çarpılması neticesinde 3.000,00 ve 80,00 Türk lirası adli para cezalarına hükmedilmesi yerine, hesap hatası yapılmak suretiyle 3.600,00 ve 100,00 Türk lirası adli para cezasına hükmedilmek suretiyle fazla ceza tayininde isabet görülmediği-
Sanıkların üzerlerine atılı 2004 sayılı İİK’nın 331. maddesine aykırılık suçunun soruşturma ve kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nın Onaltıncı Bab’ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak olan şikayetin henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve usulüne uygun bir şikayet konumuna getirilemeyeceği-
