Aynı sıra cetveline karşı açılmış olan itiraz davası ile sıra cetveline ilişkin şikayet dosyasının birleştirilmesi gerektiği- Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde öncelikle sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde, davalı alacağının varlığına ve miktarına yönelik itirazın incelenmesi gerektiği- Bir sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, farklı alacaklılara husumet yöneltilerek itirazda bulunulmuş olsa da, tüm itirazların birlikte incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılması gerektiği- Önceki dava dosyasından verilen muvazaa nedenine dayalı (esasa dair) sıra cetveline itiraza ilişkin karar kesinleşmiş olsa da, öncelikle şikayet dosyası kapsamındaki sıraya itiraz yönünden inceleme yapılmamış olması nedeniyle bu sıra cetveli açısından kararın sonuca etkili olmayacağı- Birleşen dosyada şikayetçinin haczinin 2 yıllık yasal sürede satış istenmeyip avans da yatırılmamış olması sebebiyle, satış tarihi itibariyle düşmüş olduğu (6352 sayılı K. ile yapılan değişiklikten önceki m. İİK 106/1 ve 110)- Birleşen dosyada şikayetçinin haczi ayakta olmadığından, muvazaa nedenine dayalı itiraz davasında şikayetçi lehine kurulmuş olan hükmün, şikayet dosyası ve şikayete konu sıra cetveli bakımdan kazanılmış hak teşkil etmeyeceği-
Satış talebi olmadan sadece satış avansının yatırılmış olmasının geçerli bir satış talebinin varlığı için yeterli olmadığı- Alacaklı yasal bir yıllık sürede satış talep etmediğinden taşınmaz üzerindeki haczin karar tarihinden önce düştüğü anlaşılmakla konusuz kalan şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
Dairenin süreklilik arzeden içtihatlarına göre; İİK'nın 89/1. maddesi kapsamında gönderilen haciz ihbarnamelerine karşı 3. kişi bankalar tarafından yasal süresi içerisinde verilen cevapta, banka nezdinde bulunan, borçluya ait bir kısım hesaplar üzerine kendilerinin rehin, hapis ve takas mahsup haklarından sonra gelmek kaydı ile haciz şerhinin işlendiğinin bildirilmesinin, 89/1 haciz ihbarnamesine karşı itiraz niteliğinde olduğu ve bu itiraz kaldırılmadıkça 3. kişi bankalara 2 ve 3'ncü haciz ihbarnameleri gönderilemeyeceği gibi hesapta bulunan paraların da icra müdürlüğünce takip dosyası hesabına gönderilmesinin istenemeyeceği-
Şikayetçinin alacaklı olduğu dosyanın incelenmesinde; İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca ihale konusu taşınmazlar için süresinde satış talep edilip avans yatırılmadığından ihale tarihi itibariyle haczin düştüğünün anlaşıldığı, o halde mahkemece şikayetçinin aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle şikayetinin reddi gerekeceği-
Takip borçlusundan hacizle yükümlü olarak 24.03.2017 tarihinde satın alan yeni taşınmaz malikinin haczin düştüğüne dair şikayette bulunma hakkının olduğu, davacı vekilinin hacizlerin kaldırılması için 17.01.2018 tarihinde talepte bulunduğu, talebin İcra Müdürlüğünün 17.01.2018 tarihli kararı ile reddedildiği, hacizden itibaren yasal süresi içinde satış talep edilmediği için, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davada şikayet tarihi itibarıyla hacizler ayakta ise de yargılama esnasında hacizlerin düştüğü ve hacizlerin ............. tarihinde alacaklı tarafından yenilendiği, şikayet ise 2017 tarihinde konulan hacizlere yönelik olmakla, dava konusu olmayan 2019 tarihindeki yeniden konulan hacizlere ilişkin bir yargılama yapılmasının mümkün bulunmadığı-
Takibin tarafı olmayan şikayetçi (iptal davasının davalısı) üçüncü kişinin, dosyanın işlemden kaldırılmasını (İİK. 78) talep edemeyeceği- Aktif husumetin dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar mevcut olması gerektiği- Taşınmazın kayden maliki olan şikayetçi-üçüncü kişinin İİK. 106, 110 gereğince şikayette bulunmakta aktif husumeti bulunsa da, şikayet tarihi itibariyle bulunan aktif husumetin, şikayetçinin kayden maliki olduğu taşınmazın ihalede davalı alacaklıya satılması ve ihalenin kesinleşerek tescil yazısının yazılması ile sona erdiği-
İlgili kanun hükmü gereği satış bedelinin paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekle, satış talebinden ihale tarihine kadar olan paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınmasının gerektiği, somut olayda, satışı istenen pay senetlerinin takdir edilen muhammen değerinin 453.953,61 TL, ihale bedelinin ise 230.000,00 TL olduğunun anlaşıldığı, şikayete konu menkulün ihalesi için icra müdürlüğünün ............. tarihli yazısına göre gazete ilanı dahil toplamda 9.904,03 TL satış masrafı yapıldığı anlaşılmakla ihalesi yapılan menkul için muhammen değerin yüzde ellisine 9.904,03 TL satış masrafının eklenmesi halinde ortaya çıkan değerin ihale bedeli ile karşılanmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesinin isabetli olduğu-
İmzaya itirazın kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesi, takibin iptaline ilişkin kararın sonuçlarını doğuracağından takip dosyasındaki tüm hacizlerin kaldırılması gerektiği ayrıca icra takibi, mahkeme kararı ile iptal edilmişse artık iptal edilen takip dosyası üzerinden ihtiyati hacizlerin varlığını sürdürmesi mümkün olmadığı, bir başka ifade ile; takibin iptali kararıyla birlikte icra takibi ortadan kalktığından ihtiyati haczin infazına ilişkin işlemler de kendiliğinden hükümsüz hale geleceğinden dosyadaki davacı şirket aleyhine tesis edilen hacizlerin de imzaya itirazın kabulüne ve takibin durmasına dair kararın kesinleşmesi ile birlikte ortadan kaldırılması gerekeceği-
Yerleşik Yargıtay deneyimlerinin usulüne uygun bir satış talebinden bahsedilebilmek için açık ve sarih satış talebi olması gerektiğine işaret ettiği, hal böyle olunca alacaklının bir yıllık süre içinde müdürlüğüne hitaben açıkça bir satış talebinin olmadığı kanısına varılmış olup haczin düştüğünün sabit hale geldiği görülmekle; alacaklı tarafından yasal süre içinde satış istemi avansının yatırılmadığı, yatırılan avansın kıymet takdiri ve diğer işlemlere ilişkin olduğu, bu nitelikteki bir satış talebinin haczin düşmesini önlemeyeceği-