Davalının avlusunda davacının evine 8.50 metre uzaklıkta hayvan gübrelerini biriktirmesinin, tarım ve hayvancılıkla iştigal edilen köy şartlarında «komşuluğun olağan hoşgörü sınırlarını aşan ve komşunun kendisi ve ailesi ile taşınmazı zararına aşırı derecede etkili olabilecek» türden bir iş ve eylem olarak kabul edilemeyeceği–
Komşunun arazisine taşarak zarar veren dal ve kökler, onun istemi üzerine kaldırılmazsa, komşunun bu dalları kesip kendi mülkiyetine geçirebileceği–
Komşuluk hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda, hakimin somut olayın özelliğini, taşınmazların bulunduğu bölgeleri, yerlerini, niteliklerini, konumlarını, kullanma amaçlarını, yöresel örf ve adetleri gözönünde tutarak normal ve vasat bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir rahatsızlığın bulunup bulunmadığını tespit etmesi gerekeceği–
İmar mevzuatına aykırı pencere yapılmasının başlı başına komşuluğun olağan hoşgörü sınırlarını aşan bir taşkınlık olarak kabul edilemeyeceği ve bu pencerelerin kapatılması belediye veya yetkili kuruluşların görev alanına gireceğinden mahkemece söz konusu pencerelerin kapatılmasına karar verilemeyeceği–
Komşu parselde bulunan ahırda beslenilen büyükbaş hayvanların çıkardığı gürültüler, sıvı ve katı atıkları nedeniyle yayılan kokular sonucu rahatsız olunduğunu, çevre sağlığı açısından da zarar doğduğu ileri sürülerek, ahırın kullanılmasının engellenmesi istemi ile açılan davada, taşınmazın bulunduğu yerin kullanım amacı, niteliği ve ayrıca yöresel örf dikkate alınmadan mülkiyet hakkının kullanılmasını engelleyecek, sosyal ve ekonomik çıkarların tümü ile ortadan kaldırılması sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulmasının yasaya aykırılık teşkil edeceği–
Komşuya zarar verecek boyutta ısı, görüntü ve gürültü kirliliğinin giderilmesine karar verilirken, komşunun yaptığı iş bakımından faaliyetini ortadan kaldıracak yaptırımların uygulanmaması gerekeceği–
TMK’na göre komşuluk hukukundan kaynaklanan bir zarar söz konusu olmadığı sürece, salt yapının imar mevzuatına uygun bulunmamasının, idareyi ve idari yaptırım gerektiren bir husus olduğu–
Bir kimsenin mülkünü kullanırken komşusuna zarar verecek her türlü davranıştan çekinmesi Medeni Kanunun 661.maddesi hükmü gereğidir; ancak, somut olayda komşuluk hukuku yönünden henüz gerçekleşmiş bir zarar mevcut olmadığından davalının elatmasının önlenmesine ve davalının binasının tamamının kal’ine karar verilemeyeceği-
Komşuların zarar verici eylemlernin katlanma sınırını aştığı taktirde, zarar gören tarafın bunun giderilmesini isteyebileceği; davalının çatısından, mutfak ve gübreliğinden akan pis suların davacıya zarar vermeyecek şekilde fosseptik çukurunda toplanmasına veya kanalizasyona bağlanmasına karar verilmesi gerekeceği–
Bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hâkim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirmesinin gerekeceği-