Şirketin zarar görmesi nedeniyle ortaklar ve alacaklıların da zarar göreceği, sorumluluktan söz edebilmek için öncelikle bir zararın bulunması, zararın oluşmasında yönetim kurulu üyelerinin kusurlarının olması zorunlu olduğu, yönetim kurulu üyelerinin kusurluluğundan kurtulmak için kusursuzluğunu ispat etmesi gerektiği, kusursuzluğun ispatı ise genel hükümlere tabi olduğu, ancak dolaylı zarara sebebiyet veren eylemler nedeniyle şirket alacaklısı tarafından TTK mad. 336/5'e binaen alacak isteminde bulunması halinde TTK mad. 309 ve 340 uyarınca dava sonucunda hükmedilecek tazminatın zarar verilecek şirketin yönünden karar verilmesi yönünde Yargıtay kararlarının bulunduğu, doktrinde de bu görüşün hakim olduğundan, somut olayda vakfın TMK mad. 109 gereğince yönetim kurulu üyelerinin kurucu ortağı oldukları dava dışı şirketin, esas sözleşmesine aykırı olarak yönetim kurulu ve denetçiler kuruluna seçilmek üzere aday göstermediği, dava dışı şirketin ödenmiş sermayesinin tamamen yitirilmiş olduğu, mezkur hastanenin işletilmesi için yapılan tekliflere davalı vakfın cevap vermediği ve dava dışı şirketin faaliyetlerini sürdüremediği açık olduğu, TTK mad. 553'e göre davalı vakfın ve gerçek kişi yönetim kurulu üyelerinin dava dışı şirkete vermiş olduğu zarar nedeni ile davacının uğramış olduğu zararın kabulü ve zararın oluşumu ve davacı şirketin toplam borç yükleri kaydi değerler üzerinden tespit edilmiş bulunduğu-
Limited şitket yöneticisi davalının şirketi iyi yönetememesi, ana sözleşmenin kendisine yüklediği görevleri yapmaması sebebiyle şirketin borca batık hale geldiği sebebiyle davacının zarara uğradığına yönelik açılan davanın dolaylı zarara ilişkin TTK 309. maddesine dayalı olarak açıldığının kabulü gerekip, davacının dava sonunda hükmedilecek tazminatı şirket yararına istemiş olması gerektiği hususu da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İcracı müdürler bakımından da yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dair hükümler uygulanacağı- Usulsüz tahsil edilen krediler nedeniyle uğranılan zararın tahsii istemine ilişkin bir davanın açılabilmesi için genel kurulca dava açılması yolunda alınmış bir karar olması gerektiği- Davada alınmış bir genel kurul kararı sunulmamış ise de bu eksiklik sonradan tamamlanabileceği- Dava niteliği gereği TTK. mad. 309 uyarınca açılmış sorumluluk davası olup, davalıların usulsüz veya yeterli teminat alınmaksızın tahsis edilen krediler nedeniyle davacı Banka'nın uğradığı zararlardan sorumluluklarının doğması için kredi borçları nedeniyle yapılan takiplerin aciz vesikasına bağlanılmasının gerekli olmadığı-
  • kayıt gösteriliyor