Bilirkişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olsa da,  ilgiliye gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligat "bilirkişilik sıfatı" nedeniyle yapılmadığından ve PTT'nin yazısında; "şikayetçi hakkında oluşturulan e-tebligat adresinin bilirkişilik mesleğinden dolayı iletilecek tebligatları almaya elverişli hale getirildiğinin, ancak şahsi tebligatları almaya ilişkin kullanım şeklinin aktif edilmediğinin" bildirildiği görüldüğünden, ödeme emri tebliğinin e-tebligat olarak yapılamayacağı-
Borçlunun ihale konusu taşınmaza ilişkin kıymet takdirine vekili aracığıyla itiraz ettiği, alacaklı vekilinin de, kıymet takdirine itiraz yargılamasına katılarak borçlunun vekille temsil edildiğinden haberdar olduğu ayrıca vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı görülmekle satış ilanının vekile tebliğ edilmesinin yerinde olduğu- Satış ilanının vekile elektronik yolla tebliğ edildiği, ne var ki Tebligat Kanunu’na göre ise satış ilanının tebliğinin, vekile ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayıldığı görülmekle, satış ilanın ihaleden sonra tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, ayrıca vekilin elektronik yolla yapılan tebligatı açtığı tarihte ihaleden haberdar olduğu kabul edilse dahi Dairemiz yerleşik uygulamasına göre öğrenme tarihi ile ihale tarihi arasında makul sürenin bulunmadığının sabit olduğu, o halde, ilk derece mahkemesince şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshine ilişkin davada, borçlu vekilince gerekçeli istinaf dilekçesinin, posta yolu ile yapılan tebliğe göre 10 günlük süre geçtikten sonra sunulduğunun görüldüğü, ancak tebligat yapılan kişinin avukat olduğu nazara alındığında, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin birinci fıkrası tebligatın elektronik yolla yapılmasını zorunlu kılıp posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan borçlu vekilinin gerekçeli istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekeceği, o halde; Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun gerekçeli istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar incelenmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekeceği-
Elektronik yolla tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı-
İtiraz Hakem Heyetince davalı vekiline kesin süreli ihtaratı içeren ara kararların e-posta yoluyla tebliği usule aykırı değil ise de, elektronik yolla yapılan tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılması gerekirken, İtiraz Hakem Heyetince, Elektronik Tebligat Kanunu hükümlerinin sigorta tahkim alanında uygulanmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin süresi içerisinde kesin sürenin gereğini yerine getirmediği ve delil ikamesinden vazgeçtiğinden bahisle itirazın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İtiraz Hakem Heyetince davacı tarafa kesin süreli ihtaratı içeren ara kararın e-posta yoluyla tebliği usule aykırı değil ise de, Anayasa ve Yasa hükümlerine aykırı şekilde; davaya konu başvuru vekille takip edildiği halde, ara kararların hem asıla hem de vekile e-posta yoluyla tebliğe çıkartılmış olması, ara kararında HMK'nın 281. maddesine uygun şekilde taraflara bilirkişi raporuna varsa itirazlarını bildirmeleri için 2 haftalık yasal süre yerine 1 haftalık kesin süre tanındığının kararlaştırılması, elektronik yolla yapılan tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılması gerekirken, Hakem Heyetince verilen ara kararda; e-postanın hata verisi gelmediği sürece aynı gün tebliğ edilmiş sayılmasına karar verilmesinin, bununla birlikte dosyada ara kararın tebliğine ilişkin e-postanın davacı vekiline tebliğ edildiğine dair belge bulunmamasına rağmen, davacı tarafın süresi içerisinde kesin sürenin gereğini yerine getirmediği ve iddiasını ispatlayamadığından bahisle başvurunun reddine dair Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına davacı vekilince yapılan itirazın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı vekilince sunulan mazeret dilekçesinde duruşma gününün sistemden öğrenileceğine dair bir talep bulunmadığı gibi talep olsa dahi mahkemece bu yönde bir karar verilemeyeceği- Davacı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilerek duruşma günü kararlaştırıldıktan sonra, duruşma gününün UYAP üzerinden öğrenilmesine karar verilmesi ve davacı avukatına duruşma gününün tebliğ edilmemesi halinde, davacı vekilinin duruşma gününden haberdar edilemediğinin kabulüyle; yeniden duruşma günü bildirilerek yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
UETS elektronik tebligat mesajı zaman damgasıyla ilişkilendirerek muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştırıldığında; elektronik yolla tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı-
Borçlu vekili Av....'na gönderilen satış ilânının; " muhatap iş takibinde olduğundan daimi çalışan işçisine tebliğ edildi" açıklaması ile ........... tarihinde ...........'a tebliğ edildiğinin görüldüğü, ancak; tebligat yapılan kişinin avukat olduğu nazara alındığında, satış ilanının tebliği tarihi itibariyle uygulanması gereken Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin birinci fıkrası, tebligatın elektronik yolla yapılmasını zorunlu kılıp posta yolu ile yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu, o halde, mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Başvurucu vekilinin gerekçeli nihai karar tebligatının açıldığına dair delil kaydı oluşturulduğu ve bu kaydın e-tebligat mazbatası ile PTT sorgulama raporuna da işlendiği, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun gereğince, bireysel başvuru süresinin, e-tebligatın başvurucunun vekili tarafından açıldığı tarihte başlayacağı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor