Davalının temerrüdü gerçekleştiğinden, davacının asıl alacağı yanında gecikme faizinin hesaplanması için mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 88. ve 120. maddesi de gözetilerek, faiz oranının tartışılması hususunu da içerir denetime elverişli bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmek gerekeceği-
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı öne sürülen itirazın iptali istemine ilişkin ve direnmeye konu uyuşmazlık ise; davacının takip talebindeki gecikme zammı isteminin temerrüt faizi olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği; burada varılacak sonuca göre, asıl alacağa temerrüt faizi eklenerek toplam alacak miktarının belirlenmesi gerekip gerekmediği-Para borçlarında borçlunun borcunu vadesinde ödememesi halinde yasal faizden ayrık olarak uygulanan ve borçlu tarafından ödenmek zorunda bırakılan gecikme zammının aslında bir faiz olduğunda kuşku olmadığı, ancak, uyuşmazlığın H.G.K.'na geldiği aşamada 6098 S.K. yürürlüğe girmiş olup, Türk B.K.'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu'nun ( 6101 sk ) 7. maddesinde Türk B.K.nun kamu düzenine ve genel ahlaka dair kurallarıyla geçici ödemelere dair 76., faize dair 88., temerrüt faizine dair 120. ve aşırı ifa güçlüğüne dair 138. maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanacağı, davacının takip talebinde "gecikme zammı" olarak istediği bedel gecikme ( temerrüt ) faizi olup asıl alacağa temerrüt faizi eklenmek suretiyle toplam alacak miktarının belirlenmesi gerekeceği, ancak, eldeki davanın çözümü bakımından karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan ve halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6098 S.K ve 6101 S.K., somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece, H.G.K.'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesinin hatalı olduğu -
Takibe konu gecikme faizi alacağı, kooperatif genel kurul kararlarına dayandığından ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nun 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Davaya konu 2000 yılının Haziran ayı ile 2009 yılının Mart ayları dahil bu dönemdeki aidat borcu ve 2006 yılının Şubat ile K. ayı dahil bu dönemdeki şerefiye bedeli taksit alacakları, kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nun 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Dava konusu olayda, davacıdan istenen aidat miktarı genel kurul kararları ile belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacı ortaktan aidat borcunu geç ödemesinden dolayı istenebilecek azami faiz oranı TBK'nun 120/2. maddesinde düzenlenmiş yılık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Gecikme zammı bir faiz olup bu konudaki uyuşmazlıkların faize ilişkin yasal düzenlemelere göre çözümleneceği-
Yabancı para alacağında, yabancı para üzerinden faize hükmedilmesi gerekeceği-
Kambiyo senedine dayanan dava TTK 4. maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde olduğu, bu durum karşısında mahkemece davalı alacaklının 3095 s. K. mad. 2 uyarınca avans faizi talep etmesinin olanaklı olduğu-
Taşıma sözleşmesinin kaza dolayısıyla yerine getirilmemesi halinde sözleşme ilişkisi o anda sona ereceğinden, taşıyıcının borcunun o andan itibaren tazminat borcuna dönüşeceği, böylece akdi ilişki sona erdiğinden ve derhal ödenmesi gereken tazminat borcunda gecikme olduğundan tazminat borcuna yürütülecek faizin kanuni faiz olmayıp temerrüt faizi olduğu, ayrıca taşıma işi ticari bir iş olduğundan alacaklının, faizi olay tarihinden itibaren, reeskont faiz oranına göre belirlenmesini isteyebileceği-
Temerrüdün edim yükümlerinin (asli ve yan edim) ifasındaki gecikmede söz konusu olacağı, buna karşılık yan (özen) yükümlerde temerrüdün söz konusu olmayacağı, zira yan yükümlerinin bağımsız varlığı bulunmadığı gibi dava yoluyla ifalarının talep edilmesinin de mümkün olmadığı, bunların ifalarında gecikmenin, temerrüde değil koşulları varsa tazminat talebine olanak vereceği-