Vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiasıyla cezai şart ve faiz alacağı istemi- Hükme esas alınan bilirkişi raporundan davalının yaptığı tahsilatları çok uzun süre sonra davacıya teslim ettiğinin ve herhangi bir cezai şart ile faiz ödemesinde bulunmadığının anlaşıldığı, bilirkişi tarafından geç ödeme nedeniyle cezai şart miktarı hesaplandığı gibi, tahsilatlara işletilecek faiz yönünden de olasılıklı hesaplama yapılıp takdirinin mahkemeye bırakıldığı, taraflar arasında yapılan sözleşmedefaiz oranının belirlendiği, TBK 120 ve 88 gözetilerek taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre gecikme faizinin hesaplanması gerektiği, ayrıca davacının sözleşmede yer alan cezai şartı talep etme hakkı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği, karar gerekçesinde davacının hangi taleplerinin, ne miktar üzerinden kabul veya reddedildiğinin tek tek gösterilmesi gerektiği- Dava; 10.000,00 TL dava değeri üzerinden fazlaya dair haklar saklı tutularak kısmi dava niteliğinde açılmış, davacı vekili talep açıklama dilekçesi ile talep edilen 10.000,00 TL'nin 8.900,00 TL'lik kısmının tahsilat alacağının akdi faiz bakiyesine, 100,00 TL'lik kısmının avans alacağına ilişkin akdi faiz bakiyesine, 1.000,00 TL'lik kısmının ise cezai şart alacağına ilişkin olduğunu ifade ederek bu talepleri kapsamında davanın kabulünü dilemiş olup, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmemiş olduğu, davacının talep ettiği alacak kalemleri bakımından alacağı olup olmadığı toplam alacağın ne kadar olduğu belirlenmemiş ve gerekçelendirilmemiş, talep edilen alacaklar bakımından denetime elverişli şekilde hukuki değerlendirme yapılmayarak HMK 297'ye  aykırı hüküm tesis edildiği- Talep edilen alacaklar; tahsilat alacağına ilişkin faiz bakiyesi, avans alacağına ilişkin faiz bakiyesi ve cezai şart alacağı olmasına rağmen, talep aşılarak doğrudan tahsilat alacağı ve avans alacağı yönünden hüküm kurulmuş olduğu- Mahkemece; bozma ilamı uyarınca davacının yukarıda açıklanan talepleri değerlendirilerek gerekirse alanında uzman bilirkişiden de rapor alınarak ulaşılan sonuca göre, davacının talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı, varsa ne kadar olduğu belirlenip taleple bağlı kalınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kredi kartı üyelik sözleşmesinin imzalanma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı Kanun uyarınca taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre faizin belirlenmesi ve bu hususa ilişkin bilirkişi raporunun da değerlendirilmesi gerekirken 6098 sayılı Kanun'un 88 ve 120 inci maddelerinin uygulanmasının doğru olmadığı -
Eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemi- Bozmadan sonra ıslah ( 7251 sayılı Kanun ile değişik HMK m. 177/2)-
Asıl dava, 16.10.2004 tarihli genel kurul kararı uyarınca aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, birleşen dava ise bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir...
Asıl dava, 16.10.2004 tarihli genel kurul kararı uyarınca aidat alacağının tahsili, birleşen dava ise bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir...
Dava, 16.10.2004 tarihli genel kurul kararı uyarınca aidat borcundan kaynaklı alacak istemine ilişkindir...
Asıl dava, 16.10.2004 tarihli genel kurul kararı uyarınca aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, birleşen dava ise bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir...
Dava, 16.10.2004 tarihli genel kurul kararı uyarınca aidat borcundan kaynaklı alacak istemine ilişkindir...
Yargıtay ......Hukuk Dairesi'nin ilamıyla; Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararının hüküm kısmında ......... İli, ............ İlçesi, .............. Mahallesi, ....... ada, .......... parsel,............. nolu bağımsız bölümdeki 30.000.000,00 TL bedelli .......... tarihli ve ........... yevmiye sayılı ipotek limitinin 30.000,00 TL ve 30.000.000,00 TL olarak iki farklı şekilde ve hüküm kısmında 30.000,00 TL olarak yazılması gerekçe ve hüküm arasında çelişki oluşturduğundan doğru olmadığı- Şikayetçi borçlu tarafından sair şikayet nedenlerinin yanı sıra asıl borçlu şirket hakkında konkordato mühleti verilmiş olduğu ve talep edilen %60 oranındaki faizin fahiş olduğu hususları da ileri sürülmüş olmakla anılan konularda bir inceleme ve değerlendirme yapılmayarak, olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmeyip Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu nedenlerle bozulması gerektiği-
Kambiyo takibinde, borçlunun yasal süre içerisinde işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı, takipten sonraki dönem için istenen yıllık %29 faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmediği anlaşıldığından, takipten sonrası için yıllık %29 faiz oranının akdi faize dönüştüğü- Bu durumda icra müdürlüğünün değişen oranlarda avans faizi hesaplanmasına ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğu-