Borçlunun süresi içinde icra dairesine yaptığı itirazla durmuş olan iflas yoluyla takibin, ticaret mahkemesinden alınacak «itirazın kaldırılması (ve iflas kararı) olmadan devam edemeyeceği—
İflas davasının, borçluya iflas ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılabileceği—
Yetkisiz icra dairesinden gönderilen iflas ödeme emrine itiraz eden ancak daha sonra yetkili icra dairesince gönderilen iflas ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu hakkındaki iflas takibinin kesinleşmiş olacağı—
İşçi alacağına dayalı iflas yoluyla takip sonucunda açılacak iflas davasına, iş mahkemesince değil, ticaret mahkemesince bakılabileceği—
Bankacılık işlemi yapma ve mevduatı kabul izni kaldıran bankanın iflasını isteme koşulları—
«İflas isteminin reddine» karar verilmesi halinde, -İİK. 155/I ve 156/III’de öngörülmediği için- alacaklı (davacı) aleyhine % 40 tazminata hükmedilemeyeceği—
İflas ödeme emri üzerine «itirazın kaldırılması»nın icra mahkemesinden değil -«iflasa karar verilmesi» istemiyle birlikte- ticaret mahkemesinden istenebileceği—
İİK. 156/IV’de öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin, 277 sayılı KHK ve 3786 sayılı yasada öngörülen erteleme nedeniyle, erteleme süresi içinde duracağı—
Hem icra dairesine hem de icra mahkemesine itiraz eden borçlunun, icra mahkemesine yaptığı itirazın reddedilmesi gerekeceği—
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor