Kural olarak eşlerden birisinin diğerine karşı ve ona tebaen taşınmazda oturuyor olması halinde, -boşanma gerçekleşse bile- İİK. 276/son uyarınca üçüncü kişi konumunda bulunmadığı ancak tahliyeye konu konutun 'aile konutu' olarak kullanıldığı, şikayetçi eşin halen orada çocukları ile birlikte oturmaya devam ettiğinin anlaşılması halinde, oradan tahliyesine karar verilemeyeceği–
Evlilik birliği devam ederken, aile konutu olarak özgülenen taşınmazın tapu kaydına konulmuş olan ve 3. kişilere karşı bildirici etkiye sahip olan şerhin terkini isteği, yol açacağı sonuçlar bakımından, yargılama yapılmasını gerektirdiğinden, işin esas defterine kaydı ile davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip, deliller toplanıp karar verilmesi gerekeceği, bu konuda evrak üzerinde karar verilemeyeceği–
Eşlerin iki yıl fiilen ayrı yaşamaları tek başına aile konutu şerhinin kaldırılmasını gerektirmeyeceği-
Tapuda aile konutu olarak özgülenmiş taşınmaz, davacı eşinin rızasını almadan satın alan alıcılar aleyhine açılan tapu iptal davasının kabulü gerekeceği–
Aile konutuyla ilgili gerekli şerhin verilmesinin eşler arasındaki mal rejimiyle ilgisinin yok olduğu-
Mahkemece, “tapu sicil kaydında taşınmazın aile konutu olduğuna dair bir şerh bulunmadığı ve ipotek alacaklısının da iyi niyetli olduğu’’ gözetilerek davanın bu nedenle reddi gerekeceği-
Taşınmazın aile konutu olup olmadığının ve davalı kocanın devir işleminin muvazaalı olup olmadığının belirlenmesine yönelik taraf delillerinin toplanıp delillerin bu çerçevede değerlendirilmesi gerekeceği-
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın tapu kaydına, konutla ilgili verilmiş bulunan şerhin, konut üzerinde hak sahibi olan eşin talebiyle terkin edilebilmesinin, evlilik birliğinin boşanma veya evliliğin iptali kararıyla, sona ermiş olması; evlilik devam ediyorsa; konutun aile konutu niteliğini yitirmiş olması veya yeni bir aile konutunun edilmesi halinde mümkün olacağı-
Taşınmazı aile konutu olarak belirleme yetkisinin aile mahkemesine ait olacağı–