Takibin tarafı olmayan üçüncü kişi konumundaki eşin, haczedilmiş taşınmaz üzerinde lehine aile konutu şerhi verilmiş olduğundan dolayı İİK. 82/12 maddesindeki haczedilmezlik şikayetinde bulunma imkanının olmadığı, üçüncü kişi eşin bu şikayetinin 'aktif dava ehliyetsizliği nedeniyle' reddedilmesi gerekeceği-
Aile konutu iddiası nedeniyle görülen tapu kaydının iptali ve tescil davalarının aile mahkemelerinde görülmesi gerekeceği-
Bu düzen­leme ile tapu sicilinde konutun maliki olarak görülen eşin, hukuki işlem özgürlüğü, sair eşin katılmasına ve onamına bağlanarak aile konutunun ve bu konutla ilgili yasal hakların koruma altına alınması amaçlanmıştır, bu koruma, evlilik birliği devam ettiğine göre 4721 s. Kanun'un yürürlüğe giriş tarihi olan 01.01.2002'den önceki edinilmiş aile konut­ları için de geçerli olacağı-
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesi istenilmemiş olsa bile işlem tarafı iyiniyetli üçüncü kişinin ayni hak kazanımının 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1023. maddesi hükmü ile korunduğu, şerhin etkisinin ise eşin rızası alınmadan gerçekleştirilen kazandırıcı işlemlerin üçüncü kişinin iyi niyetine rağmen geçersiz sayılacağına yönelik olacağı-
Tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine yönelik olarak açılmış bir davasının ve aile mahkemesince yapılmış bir belirlemenin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, sonucuna göre gerektiğinde şikayetçiye tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunu ispata yönelik olarak, dava açma yetkisi ve olanağı verilerek sonuca gidilmesi gerektiği-
Evlenmelerinden itibaren beraber oturdukları evden eşlerden birinin geçimsizlik nedeniyle başka yere taşınması durumunda, daha önce birlikte oturulan evin aile konutu olarak belirlenmesinin gerekeceği-
Aile konutuna sahip olan eş, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutunu devredemiyeceği veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağı–
Boşanma gerçekleşse dahi, eşlerden birisinin diğerine karşı ve ona tebaen kiralananda oturuyor sayılacağı, İİK. 276/son uyarınca kiralayana karşı üçüncü kişi sayılamayacağı, ayrıca icra mahkemesince kiralananın "aile konutu" niteliğinde olup olmadığı ve MK 194/son gereğince kadının sözleşmede taraf durumuna gelmiş olup olmadığı konusunda araştırma yapması gerekeceği–
Kural olarak eşlerden birisinin diğerine karşı ve ona tebaen taşınmazda oturuyor olması halinde, -boşanma gerçekleşse bile- İİK. 276/son uyarınca üçüncü kişi konumunda bulunmadığı ancak tahliyeye konu konutun 'aile konutu' olarak kullanıldığı, şikayetçi eşin halen orada çocukları ile birlikte oturmaya devam ettiğinin anlaşılması halinde, oradan tahliyesine karar verilemeyeceği–